Hep öldükten sonraki hayatımızda yaşayacaklarımızı düşünürüm. Bunu düşünürken de anı sorgularım ve “Acaba şu anda doğru işler yapıyor muyuz” diye kendime sorarım. İnancımıza göre, ölümden sonraki hayatımızı bu dünyada yaşadıklarımız, yaptıklarımız belirleyecek. Yaptığımız her güzel iş bizi yüceltecek, zararlı şeyler de kalbimizi karartacak…
Hayatımızı yaşadığımız süre içerisinde en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu dünyada önemli olan yaşadığımız anları iyi değerlendirmek, kişisel gelişimimizde zirveye çıkmak ve aile, toplum ile ilişkileri doğru kurmaktır. Donanımlı bir şahsiyet olmak uzun vadede nüfusu olumlu yönde düzeltip, geliştirecektir.
İnsanlara faydalı bireyler olmak adına çabalamak, zorda olana, yolda kalana el uzatmak, karşılıksız iyilik yapmak son derece önemli. Hayatta öyle anlar olur ki, bir iyilik, güzellik yaparsınız ama o iyiliğin karşılığı beklenen kişiden gelmez ya da onun size iyilik etmesi nasip olmayıverir. Ama olsun. Dert etmeyin iyiliğime karşılık alamadım diye. Verir yaradan bunun karşılığını bir yerde. Hayatta hiç ummadığınız anda o iyiliğin karşılığı tezahür edebilir.
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz güzel insan Doğan Cüceloğlu’nun çok güzel bir sözü vardır, duydunuz, gördünüz, şahit oldunuz mu bilmem; “Mükemmel değil, iyi insan yetiştirmeyi hedefleyin” diye. Bu mevzuda kendisine çok hak veriyorum ve söylediği bu sözün altına pek çokları gibi ben de imzamı atarım. Hani derler ya, “Ortalama bir insanın ömrü 100 yıldır” diye. İsterse bin yıl olsun. Ömrümüz bin yıl dahi olsa yine mükemmel olamazdık. Çünkü hayatta sürekli bir şeyler öğreniyoruz kaç yaşına gelirsek gelelim. Bir düşünün hayat boyu yeni şeyler öğrenirken, hatalar yaparken mükemmel, muhteşem olmak nasıl mümkün olabilir?
İnsanoğlu denilen varlık devamlı surette değişim gösterir. Fiziksel olarak değişir. Yaş aldıkça düşünce ve fikir anlamında değişim ve dönüşüm içerisine girmezse mutlaka bir sıkıntı vardır. Bakış açısı, çevresi değişir zaman içerisinde. İnsanda değişmeyen tek şey yaradılış gereği sahip olduğu özelliklerdir. Nedendir bilmiyorum fakat çevremizdeki insanlarda mükemmellik arayışı düşüncesi var. Bu olmasa çok daha rahat şahsiyetler olacağız. Sıklıkla söylenen; “Elalem ne der?” düşüncesi olmasa çok daha faydalı bireyler olabileceğiz.
Sonuç olarak baktığımız zaman iyi niyetli olarak, iyi bir şahsiyet olarak ve iyiliği aşılayarak farkındalık oluşturabiliriz. Bu her birimiz için ziyadesiyle önemli bir konudur.
Herkese sağlıklı, keyifli bir hafta sonu diliyorum. Görüşmek üzere, sağlıkla kalın.