15 Temmuz 2016 tarihinde milletin şahlanışı ile tarihimizde ilk kez vatandaş tarafından bastırılan bir askeri girişimin yeniden hortlayacağı sağda sola yeniden dile getirilmeye başlandı. Darbe girişiminin ardından saklandıkları yerden bir bir toplanan hainler, demek tam olarak toplanmamış gibi geliyor.
Özellikle televizyonlarda boy gösteren ekranların gözdesi olan itirafçıların konuştukları bu konu, siyasilerinde gündemini teşkil etmeye başladı. Darbe girişiminde bulunan askeri üniformalı FETÖ terör örgütü elemanları Kahraman emniyet güçleri tarafından toplanmış ve bir çoğuda hak ettikleri cezaevine konulmuştur.
Halkın tokatını suratında hissedenlerin bir daha iflah olmadığını hepimiz biliriz. Yeter ki halk, 15 Temmuz akşamı oraya koyduğu milli bilincini kaybetmesin. İnsanları huzursuzluğa sevk eden eski FETÖ itirafçıları, aslında söylediklerine biraz dikkat etmek zorundalar.
OHAL ilanı ile rahatlayan milletimize karşı bir psikolojik baskı yapılıyor diye düşünüyorum. Onların yaptıkları bu tür açıklamalar ister istemez vatandaşları düşünmeye sevk ediyor. “Acaba” mı diye akıllarından geçiriyorlar. Ayrıca gazete ve televizyonlarda bu tür açıklamalar karşısında daha olumlu yaklaşımlar sergilemeli, her konuşulanı manşete taşımamalıdır diye düşünüyorum.
Ancak iç ve dış düşmanlarımızın çok olduğu bu dönemde de halk olarak gevşemeye hakkımız olmadığını da düşünüyorum. Millet olarak birlik ve beraberliğimize karşı yapılan eylem ve söylemlere de tepkilerimizi koymalıyız. Düşmanlarımızı küçümsemeden dikkatli ve uyanık olmalıyız.