Her şeyin rahatça konuşulduğu bir zamandayız. Ancak siyasette, politikada ve hatta sosyal hayatta bile adeta magazinsel bir konuşma içerisindeyiz. Bütün bunların arasında gençliği ve gençlerin yetiştirilmesi sorununu hiç konuşmuyoruz.
Gençlerimize her yıl artarak değer vermemiz gerekirken ne yazık ki, bu değer verme olayımız yıldan yıla azalmaktadır. Anadolu kültürü ile gençler yetiştirmemiz gerekirken magazinsel kültüre sahip gençler yetiştiriyoruz.
Türkiye üzerinde emeli olan yabancı güçler, bozuk kültürel bilgilerle ülkemiz gençlerini zehirlemekte, magazinsel ve dizi programları ile kültürel yozlaşmaya sebep olmaktadır. Akıllı ve tutarlı bir gençlik politikası hayata geçiremiyoruz.
Bir kısmı Avrupalı ve bir kısmı Asyalı arabesk bir gençlik yetişiyor maalesef. Kulağında kulaklığı ile müzik dinleyen, boş vakitlerini facebook ile değerlendiren, yabancı müzikleri youtubedan izleyen bir nesil yetişiyor.
Genel kültürden bihaber olarak yetişen bu nesil böyle devam ettikçe Türk kültürüne yabancı bir neslimiz olacak. Aslında Türk milleti tarihiyle ve kültürüyle var olmuş bir millettir. En basit komşuluk ilişkilerinden, uluslararası ilişkilere her şey bir kültür çerçevesinde gelişir, küresel güçler, bir şekilde gücünü devam ettirmek için yeni pazarlar açmak zorunda, bu pazarlarda moda adı altında, teknoloji adı altında bir sömürü söz konusudur, cep telefonları, bilgisayar oyunları…
Hepsi bu yeni sömürge anlayışının elemanlarıdır. Bu sömürge ve kültürsüzleştirme öyle bir boyuta getirdi ki insanlığı; ölümler doğal bir sürecin gereğiymişçesine kabul görüyor. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Filistin’de yaşanan ölümler ve katliamlar da, son tahlilde küresel güçlerin petrol ve yer altı zenginliği uğruna yaptığı terörden başka bir şey değil. Tüm bunlara tepkisiz insan yetiştirme ise Teknolojinin görevidir.
İnanıyorum ki, Türk kültürünü gerçekten benimsemiş, içinde harmanlayıp içselleştirmiş insanların var olduğu bir Türkiye geleceğin büyüğü olacaktır.