Konya fıkralarına devam

Mustafa Ekmekcioğlu

Geçtiğimiz hafta bu köşede yer verdiğim Konya fıkralarını çok beğendiğini söyleyen okurlarım yeni fıkralar istediler. Bende araştırarak bulduğum bazı Konya fıkralarını sizlere sunuyorum. Umarım beğenirsiniz.

 

 

KÜFLÜ PEYNİR VE İŞKEMBE ÇORBASI

 

Şair Şem’i İstanbul’da bulunduğu sıralarda bir mecliste otururken kendisine sorarlar:

- Şem’i Konyalılar küflü peyniri çok severler ve çok yerler acaba bir sene içinde yedikleri bu küflü peynirle beraber ne kadar kurt yerler?

Şem’i çekinmeden cevabı yapıştırır:

-Vallahi Konyalıların ne kadar kurt yediğini bilemem ama, benimde merak ettiğim bir şey var siz İstanbullular işkembeyi çok seversiniz bir sene zarfında yediğiniz işkembe ile beraber acaba kaç okka b… yersiniz?

 

ATIN YERİNE EŞEK BAĞLAMAM

Konya’nın erkekler arasında akşam sonu oturmalarının yapıldığı bir sıralarda noter Fuat bey ile arkadaşları muntazam sıra şeklinde oturmalar yaparlarmış. Bu mecliste bulunanlardan biri kendisinden daha genç ve babası ölmüş diğer birine latife olsun diye mütemadiyen takılırmış ve:

-Oğlum, Babam öldü Ananı bana ne zaman verecen diye taciz edermiş. Utancından buna cevap olarak da delikanlı:

-Anama bir sorayım da cevap veriyim ağa der atlatırmış. Gene bir gün aynı şekilde sıkıştırınca “anama sordum aga, ben atın yerine eşek bağlamam” diyor cevap verince Noter fuat dayanamamış:

-Ne oğlum anan gine senin gibi bir katır doğururum diye korkuyor demiş.

 

ULEN EŞEK VAZİFENE DİKKAT ET

Babalık gazetesinin ilk çıktığı günler. Rahmetli Mashar Babalık gündüz gazetelere haber topluyor akşamları da oturup tashihleri bizzat yapıyor. Bir gün Konya’ya yeni tayin edilen sulama müdürü ile ilgili bir haberin çok yanlış dizildiğini gören Mashar bey mürettibe kızar tashihleri yaptıktan sonra ona hitaben kolonun kenarına şöyle yazar:

“Ulen eşek vazifene dikkat et.”

Mürettip bu yazınında haberin aslında olduğu zehabına kapılarak  onu da dizer ve haber ertesi gün şu şekilde çıkar:

Atıfetli Mustafa Rana beyfendinin Konya Sulama müdürlüğüne tayini memleketimizde memnuniyet uyandırmıştır. Mustafa Rana beyefendi memleketin yetiştirdiği çok kıymetli bir evladıdır. Ulan eşek vazifene dikkat et. Kendilerine hoş geldiniz der.

 

OKUNMUŞ TAVUK, ZEHİRLİ BAKLAVA

 

Konya’nın Meşhur hazır cevaplarından arzuhalcı Eğo ile Belediye zabıt a memuru Kavaklı Ahmet Ağa daha küçükken medresede bulundukları bir sırada hadise ceryan eder. Hocalarına hediye olarak pişmiş bir tavuk, bir sahan pilav ve bir tabakta baklava gelir. Hoca bunları eve göndermek için en münasip olarak Eğo ile Ahmet ağayı seçer. Fakat tavuk, pilav, ve baklavanın akıbetinden endişe ettiği için sıkı sıkı bunları yememeleri için tembihatta bulunur:

-Zinhar bunları yemeyesiniz tavukla pilav okunmuştur, baklava da zehirlidir. Bir lokma yiyen geberir. Der Eğo ile Ahmet ağa bir kenarda baklava tavuk ve pilavı yedikten sonra boşalan tabak ve sahanları hocanın evine götürür, hiçbir şey söylemeden bırakıverirler. Hoca akşam eve gelir karısından tavuk, baklava ve pilavı sorar, böyle bir şey gelmediği cevabını verir ve boş sahanları gösterir. Ertesi gün Hoca Eğo ile Ahmet ağayı sorguya çeker. Her ikisi de ağlama pozu ile cevap verirler:

-Yolda giderken okunmuş tavuk elimizden uçtu, damdan dama atlayıp bahçeye saklandı. Bahçenin içine girdik orda boş kümes varmış tavuk oraya kaçtı. Kümesden çıkarmak için bütün pilavları kümesin önüne serptikse de tavuk pilavların hepsini yedi yine kümese kaçtı. Bizde şaşırdık, hocamızın yüzüne nasıl bakacağız diye ağlamaya başladık ve birden karar verip bizde hocanın yüzüne bakacak hal kalmadı, en iyisi zehirli baklavaları yiyelim de ölelim dedik. Bir tabak baklavayı yedik yinede bir türlü geberemedik.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.