İsraf kelime olarak her türlü imkan ve varlığı boşuna harcama, saçıp savurma anlamına gelmektedir. İsrafı sadece yiyecek ve içecek olarak algılarsak yanılırız. İsraf,mal, mülk ve maddi imkanlarla alakalı olarak düşünmek lazımdır.
Günümüzde israfı hemen her türlü yerde önlemek gerekmektedir. Giyimde, kuşamda, içinde oturulan binada, zamanı kullanmada ve sağlık gibi konularda da israf olanca hızıyla devam etmektedir. En kıymetli şeylerimizi birer mirasyedi edasıyla hızla tüketmeye ve israf etmeye başladık.
Bağımlılıklarımızda israfı tetikleyen birer itici unsurlardır. Televizyon bağımlısı olan insanlar her gün zorunlu olarak izlettirilen reklamlar sayesinde birer alışveriş ve tüketim çılgını oldular. Bu da israfın en üst sınırıdır.
İsrafın her türlüsünü yasaklayan yüce dinimiz İslam, başta yeme-içme, giyim-kuşam, araba, ev ve eşya gibi maddî ihtiyaçlar olmak üzere her nimetten istifade ederken aşırılıktan kaçınmayı emrediyor. “…Yiyiniz, içiniz ancak İsraf etmeyiniz. Çünkü O İsraf edenleri sevmez” diye buyrulmaktadır. İsrafın da dinimizce haram olduğu bu ayetten açıkça anlaşılmaktadır.
Son yıllarda gıda konusundaki israfımız artık korkulacak bir boyuta ulaştı. Dünya Gıda Örgütü yaptığı bir açıklamada “Fazla yemekten dolayı ölenlerin sayısı, açlıktan ölenlerin sayısından fazladır” Bu tespit yemekte israfın boyutlarını ortaya koymaktadır.
Ekmekteki israf ve sudaki israf konusunda insanların daha dikkatli ve duyarlı olması gerekmektedir. Günde milyonlarca ekmek çöpe giderken, diğer tarafta milyarlarca insan bir parça ekmek için savaşmaktadır.
Her şeyde aşırılığın yasak olduğu dinimizde savurganlıkta yasaktır. Savurganlık ve bunun tam karşıtı olan cimrilikten kurtulmamız gerekmektedir. Bizim için en geçerli olan savurganlıkla cimrilik arasında bir yol tutarak, sadece ihtiyacımız kadar olanı harcamaktır.
İsraf kavramını sadece yiyecek-içecek, mal-mülk ve maddî imkânlarla alâkalı olarak düşünmemek gerekir. İsrafı, maddî-manevî her türlü nimetin yaratılış gayesine ters bire şekilde kullanılması ve boşu boşuna harcanması olarak değerlendirmek en doğrusudur.
Dolayısıyla, giyim-kuşamda, içinde oturulan binada ve evin tefrişinde olduğu gibi, zaman ve sağlık gibi nimetlerde de israf söz konusudur.
İsrafa bulaşmadan, sadece ihtiyacımız kadarını kullanmak, geri kalanı ile ya ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak ya da kötü günler için bir kenarda tutmak gerekir. İsraf ve savurganlık illetinden kurtulmamız dileğiyle.