Türkiye dünden beri Yunanistan’a kaçak geçmeye çalışırken denizde botları batınca cansız bedeni Bodrum’da kıyıya vuran Suriyeli küçük çocuğu, Kobanili Aylan Kurdi’yi konuşuyor.
Son yıllarda özellikle güney ve güney batı sahillerimiz kaçak mültecilerin kıyıya vurmuş ölümleri ile dikkat çekmekte.
Küçük Aylan’ın en gaddar insanların bile kalbini sızlatacak görüntüsü, insanlık adına çok ama çok büyük bir ayıptır. Aslında kıyıya vuran minik Aylan’ın bedeni değildir. Kıyıya vuran din uğruna, politika uğruna yerinden yurdundan edilen çaresiz insanların bedenidir.
Kendilerine güvenli bir sığınak arayan mültecilerin, insan kaçakçılarının elinde sona eren hayatlarıdır. Para için insanlıktan nasibi olmayan kişilerin hiçbir güvenlik tedbiri almadan salla denize sürdükleri bu hayatlar, modern Avrupa’nın yüzkarasıdır.
Tek suçları sadece Müslüman olmak olan mülteciler, Akdeniz’de Hıristiyan Avrupa’nın gözleri önünde Akdeniz’de teker teker boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kaderlerine terk edilen, hatta kasten gemileri, botları batırılarak ölüme gönderilen, sınırlarda insanlık dışı muamelelere tabi tutulan her mülteci bu gerçeğin acı birer temsilcisidir
Akdeniz'de ve Ege'de boğularak ölen ve cesetleri kıyılarımıza vuran erkek, kadın, çocuk, yaşlı... Her insan bizim yüreğimizde derin bir yara açıyor. Ama bu insanları Akdeniz'de Ege'de ölüme terk edenlerden en küçük bir pişmanlık, vicdan azabı emaresi görmedik, duymadık
Minik Aylan’ın sahildeki cansız bedeni, mültecilere reva görülen caniliği, çirkinliği ve vahşiliği bir kere daha acı bir şekilde tüm insanlığın suratına vurdu. İnsanlık bir Aylan Kurdi’yi yaşatamadı. Elinde kürek ve kova ile kumlarını oynaması gerektiği sahilde hayatını kaybetti.