Cumhurbaşkanı seçimlerinde elinde sazı ile ekranlara çıkan, sempatik hareketleri ile milletin ilgisini çeken, anneler ağlamasın diyerek topluma olumlu mesaj veren kişi, daha sonra 7 Haziran seçimlerinde barış ve kardeşlik söylemleri ile ortaya çıktı. Savaş istemiyoruz diyerek barıştan yana gözükerek 1 Kasım seçimlerinde amaçlarına ulaştılar.
Ancak kısa bir süre sonrasında eskilerin deyimi ile “takke düştü kel göründü”. 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından amaçlarının kardeşlik ve barış olmadığı, maksatlarının böl ve parçala olduğu ortaya çıktı.
Teröriste gerilla demek, terörist cenazelerine giderek gözyaşı dökmek, hatta terörist cenazesine omuz vermek dahil aklınıza gelecek bütün provakatif eylemlerde bulunmak bu kişinin asıl işi oldu çıktı.
Hatta işi daha da ileri götürerek maaş aldığı yüce Meclis çatısı altında terörist eylemleri kınayamadı bile. Rusya'da Putin'in sırtını sıvazlayıp biz sizinleyiz demeler, Türkiye Cumhuriyetini Avrupa’ya şikayet etmeler hep bu kişinin başının altından çıktı.
Artık bu kişi ve temsil ettiği parti, bütün bu yaptıklarının hesabını vermelidir. Mecliste tartışma gündeme oluşturan fezlekeler çarçabuk hayata geçsin. Bu ülkeye acı, bu ülkeye keder, bu ülkenin bütünlüğüne ihanet eden herkes en ağır cezaları alsın.
Artık dokunulmazlıkların kaldırılması gerekmektedir. Buna karşı çıkanlar yüzlerce şehidimiz, askerimiz, polisimiz, 5 ayda Ankara’dan başlayıp İstiklal Caddesine kadar uzanan bombalı saldırılarda 6 aylık bebekten 84 yaşına kadar hayatını kaybeden yüzlerce masum insanımızı düşünmelidir. HDP tamamen kapatılması ve teröre destek verenler yüce adalet önünde bunun hesabını vermelidir.