Malum, iki yıldır koronavirüs belası, bütün dünyamızı alt üst etmiş durumda. 2019 yılında dünyanın başına bela olan bir avuç virüs, tüm dengeleri alt üst etmeyi başardı. Yaşanan bu trajedi, halk sağlığı sistemini ciddi manada etkilerken ekonomik ve sosyal yaşamı da yerle bir etti. Esnaf sıkıntıda, öğrenci okula gidemiyor. Tüm insanlığın yaşamı üzerinde tehdit oluşturan bu virüse karşı tedbirler konuşulup, tartışılıyor. Geçtiğimiz günlerde Diyanet’in teravih namazının evde kılınması kararı yerinde ve doğru bir karardı.
Yine virüsün gölgesinde Ramazan ayına girdik. Bir yanımız sevinçli, bir yanımız buruk. Buruk haldeyiz çünkü sahurlarda, iftarlarda, teravihlerde bulaşamayacağız. Sevinçliyiz çünkü Ramazan ile birlikte umutlanıyoruz. Ramazan ayı Müslümanların bir çok şeyden arındıkları ay olması hesabı ile koronadan arınmak için de fırsata dönüştürülmelidir. İnsanlar Ramazan’ın manevi havası nedeni ile zaten kısmen kabuklarına çekiliyor.
Covid-19 bütün dünyaya insanlık dersi veriyor. Tüm dünya bir virüsle savaşıyor. Bizler Müslümanlar olarak bu süreci fırsata dönüştürebiliriz. Duaya, ibadete sığınmalıyız. Yalnızca birkaç saat aç kalmakla Ramazan ayı geçirilmemeli. İhtiyaç sahipleri gözetilmeli. Her yıl ihtiyaç sofralarına büyük bütçeler ayıran kurum ve kuruluşlar bu parayı bu yıl ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırmalı. Belki de bu virüsle insanlığa verilmek istenen bir mesaj vardır kim bilir?
Son yıllarda huyumuz, suyumuz iyice değişti. Bencilleşen, paylaşmaktan köşe bucak kaçan, gözü, gönlü doymayan varlıklar oluverdik. Dünyayı kasıp kavuran, dünya düzenini yerle bir eden, büyük dediğimiz o devletleri çaresiz bırakan bu salgın hastalığı biz Müslümanlar, ibret almalıyız.
İhtiyaç sahiplerinin gözetildiği ve yoksulluğun azalarak yok olduğu bir Ramazan ayı diliyorum.
Herkese iyi hafta sonları, hayırlı Ramazanlar…