24 Haziran da Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyada çok ender görülen yüzde 86’lık katılım oranıyla yapılan seçimde yüzde 52 oy alması sonucu dış şer güçler yeni oyunların peşine düştü. Bir papazı bahane ederek sözde müttefikimiz olan ABD’nin balatmış olduğu ekonomik darbenin izleri silinmeye başlandı.
Ekonomi iyiye giderken, her şey yolunda giderken, seçimlerde bitmişken niçin böyle bir ekonomik kumpasın içindeyiz. 17-25 Aralık’ta, MİT tırlarında, gezi olaylarında, 15 Temmuz darbe girişiminde ve 24 Haziran seçimlerinde başaramadıklarını, ekonomi üzerinden başarmaya çalışıyorlar.
Bizler İMF’den kurtulmuşken, her türlü ekonomik göstergeler iyiye giderken, yollarımız yapılırken, savunma sanayinde 240 milyon dolar ihracatlardan 2 milyar dolar ihracatlara çıkmışken, 15 Temmuz 2016 yılında FETÖ terör girişiminde bile 30 milyonlara düşmüş olan turist sayımız şimdi rekorlar peşinde koşarken, ne oldu da bu şekilde bir oyuna maruz kalıyoruz.
Millet olarak dayanışma ve el birliği içinde olalım, bu oyuna gelmeyelim. 15 Temmuz 2016 tarihinde bizi 1 dolara sahip olan hain FETÖ teröristleri yıkmaya çalıştı. ABD ise silahlı darbe girişimine katkı sağlayıp darbe girişiminin başarılı olması için çalıştı.
Kahraman Türk vatandaşları imanla, inançla, ülke ve vatan sevdasıyla tankın silahın önüne çıkarken bu ülke savunmasını yaptı , bu vatan bizim dedi. Bu ülkeyi 1 dolarla yıkamayanlar artık hiç yıkamazlar. Çünkü 15 Temmuz darbe girişimden sonra hepimize özgüven geldi. Artık bu dolar krizi bile varsa eğer yıkamaz.
Konya olarak, hükümetimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın arkasındayız Bu topraklar kolay kazanılmadı. Bizler Çanakkale Zaferini dolarla, İstiklal Harbini dolarla kazanmadık. 15 Temmuz’da dolarlarla mücadele etmedik. O zaman mücadelemiz birlik beraberlik ve kardeşlik duygusunda oldu.
Şimdi bize bir görev daha düşüyor. Her zaman olduğu gibi Çanakkale ruhuyla, 15 Temmuz’da nasıl bir araya geldiksek, kardeş olduysak, yana yana omuz omuza mücadele ettiysek, şimdi de adına ekonomik savaş dedikleri olaya karşı da dayanışma içinde olmamız lazım.
Hangi görüşten olursa olsun, hangi inanca dâhil olursa olsun eğer bizler yan yana birlik ve beraberlik içinde dayanışma içinde olursak işte o zaman biz oluruz. Biz olmak lafla olmuyor. Biz olmak, biz yaptık, şöyle yaptık demekle olmuyor. Biz olmak demek ortak geleceğimize, değerlerimize sahip çıkmakla olur. Bize düşen görev Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve hükümetimize güvenerek onların yanında durmaktır.