Suriye’nin diktatörü Esed ve onu destekleyen emperyalist güçlere ait orduların yangın yerine çevirdiği Halep, içinde azıcık insanlık olan herkesin içini sızlatmalıdır. Kan ve gözyaşının eksik olmadığı Halep’te bir çok masum insan ve çocuk hayatlarını kaybetmektedir.
Ya diktatör Esed’in adamları ya da terör örgütleri tarafından bu hayattan kopartılan binlerce insanın görüntüleri, dünyanın nasıl bir vahşete seyirci kaldığını da gözler önüne sermektedir. Kendi ülkesinde bir kedi için ayağa kalkan sözde medeni toplumlar, Halep’te yaşanan katliamları aksiyon filmi seyreder gibi seyretmekteler.
Çünkü orada hayatını kaybedenler Müslüman. ABD ve AB, Müslüman toplumunu yine sözde Müslümanlara kırdırarak, haçlı yenilgilerinin asırlar sonra öcünü almaya çalışmaktadır. Ancak unuttukları bir şey var. Oda Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Yürütülen diplomatik girişimler gerekse inanç bilinci ile Suriyelilere kucak açan, Halep’e can suyu niteliğindeki koridoru oluşturan Türkiye, Halep’te acı çekenlerinde can kurtaran simidi olmuştur.Tarih boyunca mazlumların yanında yer alan Türkiye ve Türk milleti, tarihi ve vicdani sorumluluğunun bilinci ile aynı şefkat ve merhametini 21. Yüzyılda da gösteriyor.
Hemen her gün bölgeye yüzlerce TIR yardım gönderiliyor. Küçük çocuklar kumbaralarından paralarını çıkartıyor, yaşlı kimseler kefen parası diye sakladıklarını Halep’e yardım organizasyonuna bağışlıyorlar. Halep’te çocukların üşümemesi adına herkes karınca kararınca bir yardımda bulunuyor. Verecek hiçbir şeyi olmayanlarda dualarıyla onların yanında yer alıyor.
Müslüman ve Türk olarak hiçbir zaman mazlumları zalimlerin pençesine terk etmedik, etmeyeceğiz. Zulüm sahnesini yıkmaya, surda gedik açmaya devam edeceğiz.Halep’e yardım etmeye ve onların acısını sarmaya elbirliği içerisinde katkıda bulunacağız. İçimizden gelerek ve hissederek yapacağımız her türlü yardımı Allah kabul eder inşallah.