Gençliği anlıyor muyuz?
Ülkemizin geleceği ve aydınlık yarınları için gençlik büyük önem taşımaktadır. İyi yetişen, milli ve manevi duygularla donatılmış bir gençlik, yarınımızın teminatıdır. Ancak biz gençleri ve gençliği anlıyor, onlara gerekli hoşgörü ve sabırla yaklaşabiliyor muyuz?
Bütün toplantı ve sohbetlerde aileler ve yöneticiler başta olmak üzere ne zaman gençlik söz konusu olduğu zaman, onlar bizim geleceğimiz, onlar bizim en değerli varlığımız ile başlayan cümleler duyarız. Peki biz gençlere sözünü ettiğimiz kadar değer veriyor muyuz?
Buna olduğu gibi “evet” demek mümkün değil. Biz sadece gençleri dinleriz ama sonuçta yine bizim istediğimiz olur. Onları anlamak için çaba sarf etmeyiz. Onların penceresinden bakmayız. Biz onlara daha doğrusu birkaç adım ile yaklaşmayı bilmeyiz.
Aile sohbetlerinin baş konusu yetişkin veya ergenliğe adım atmaya hazırlanan çocukların sorunları ana gündem konusu olur. Hemen her sohbette ne zaman gençlik konu edilse “şimdiki gençlikte iş yok bilgisayarın yada telefona mahkum oldular, ailesinden, örf adetlerinden, geleneklerinden ve göreneklerinden kopuk, duyarsız,ilgisiz bir gençlik yetişiyor” şeklinde sözler duymak mümkün.
Ancak gençliği bu noktaya getirenler yine biz değil miyiz? İlk önce gençliğin bu noktaya nasıl geldiğini anlamak için kendimize bakmamız gerekir.Teknolojinin baş döndüren hızını çağın gerekliliklerini gelişimin beraberinde getirdiği sorunları görmezden gelerek gençliği suçlamak bence çözüm değil.
Teknolojinin baş döndüren hızına kapılmayan kimse var mı? Evinde veya iş yerinde bilgisayar, akşam da evinde elinde akıllı telefonla uğraşmaktan çocuklarına ve gençlere zaman ayıran var mı? Gelişen teknoloji ile birlikte aile içi sohbet ve iletişimde kopukluk yaşamayan var mı?
İlerlemiş yaşına rağmen bu tür çıkmazlara girenlerin olduğu bir dünya da gençlerinde bu ilerlemişlikten olumsuz etkilendiğini düşünmeliyiz. Gençlerimize zaman ayırarak onlarla sohbet ortamı oluşturmalı, onları anlamalıyız. Onları anlarken de mümkünse onların yaşında olmak gibi bir empati oluşturmalıyız.