Kamunun sesi olan ve kamunun haber alma hürriyetini hayata geçiren gazetecilik artık günden güne zorlaşıyor. Gelişen ve yenilenen teknoloji ile birlikte ne hikmetse memlekette vasıflı vasıfsız ne kadar insan evladı varsa hepsi gazetecilik yapar hale geldi.
Bir trafik kazası, bir intihar girişimi veya son zamanlarda yaşanan deprem afetinden sonra akıllı telefonlarının videolarını çalıştıran herkes gazetecilik yaptığını zannediyor. Durum böyle olunca da, sen bir haber yaparsın, telefonların ardı arkası kesilmez.
Telefon açmayanlarda seni gördükleri yerde sorguya çekerler. Onu niye öyle yazdın, bunu niye yazmadın, bunu yazma şunu yaz, onu çekme bunu çek. Dalga mı geçiyorsunuz kardeşim? Çok meraklıysan sen yaz, benden daha iyi gazetecisin.
Hatta bazıları haddinin sınırlarını zorlar, taraflısın-tarafsızsın, objektifsin-subjektifsin gibi gereksiz tartışmasına girerler. Bazıları aşar haddi, maddi çıkar odaklı çalıştığını iddia etmeye yeltenirler. Bu sefer susmazsın, lafı ağzına tıkarsın. Çünkü alnın ak yüzün açık konuşursun; gururla ve kimsenin hakkının yememenin verdiği özgüvenle.
Bir de gazetecileri kendi işlerine alet etmek isteyenler var. Kendi sıkıntılarını gelir sana anlatırlar ve bununla ilgili haber yapmanı isterler.” Belgen var mı” diye sorarsın “yok” derler, “elinde söylediklerini kanıtlayan delil var mı “diye sorarsın “yok” derler. Ama illa haber yapılmasını isterler. O zaman “adını ve fotoğrafını ver dersin”, “aman beni karıştırma” derler, mübarek insan, o zaman gazeteci senin donkişotun mu?
Bir de gazetecilik yaptığını sayan bazı sözde toplum mühendisleri var. “Ah ben bir gazeteci olsam şöyle yazarım, böyle yazarım” diye bol keseden atıp tutarlar. Ancak bu kişiler aslında kendi haklarını bile savunmaktan aciz kişilerdir. Ancak efendilik ve meslek icabı fazla konuşmayan gazetecileri tahrik etmeye yönelik hareketler yaparlar. Allah meslektaşlarımı böyle hastalıklı kişilerden korusun.
Bu ve buna benzer kişiler gençlerinde geleceğe umutla bakmalarını engellerler. Gazetecilik mesleğini seçecek kişileri de engellerler. Sosyal medya denilen mecraya birkaç yazı yazan ve burada birkaç video paylaşan kişiler, gazetecilik yaptığını sanırlar. Ancak gazetecilik öncelikle “kul hakkının” en başta olduğu güzel ve kutsal bir meslektir.