Paris’te yaşanan insanlık dışı cinayetlerin ardından terör konusunda büyük bir telaşa düşen Fransa, terörün ucu kendisine dokunduğunda dünyayı ayağa kaldırmaya çalışıyor. Oysa o Fransa’nın terör karnesinin zayıf olduğunu herkes biliyor.
Sadece son zamanlarda yaşanan bazı olayları hafızalarımızda bir tazelersek, ne kadar haklı olduğuma sizde karar vereceksiniz. Fransa’nın, başta Cezayir, Lübnan ve Suriye olmak üzere, Ortadoğu’yu bu hale getirenlerden biri olduğu unutulmamalıdır.
Fransa, Cezayir’de pek çok katliamlar gerçekleştirmiş, hatta işi soykırım girişimine kadar götürmüştür. Lübnan’ın bugünkü parçalanmışlığının sorumlusu Fransızlardır. Suriye’yi ellerinde tuttukları vakit onu parçalayan, etnik ve dini grupları birbirine düşüren de yine Fransızlardır.
Belki de en önemlisi, bölgemizde Müslümanlara büyük utanç yaşatan İsrail sorunu da yine Batı’nın çıkardığı bir derttir ve İsrail’i ‘azgın’, söz dinlemez bir devlet haline getirenlerden biri de Fransa olmuştur.
Özetle, Fransa ve diğer Batılı ülkeler Ortadoğu’da son derece iki yüzlü davranmışlar, bir yandan demokrasi ve insan haklarından bahsederken, diğer taraftan diktatörlerle, krallarla vs. işbirliği içinde pek çok haksızlığa ve hukuksuzluğa imza atmışlardır. Filistin, Irak, Suriye ve diğer bölge devletlerinin bugün yaşadıkları sorunların pek çoğunun kaynağında Fransa gibi devletlerin ahlaki olmayan dış politikaları vardır.
Suriye’de kimyasal silahlar kullanılmasına, bir diktatör elinde bir millet adeta yok edilmesine rağmen Fransa’nın kılı kıpırdamamıştır. Tıpkı ABD gibi Fransa da Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalmış, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığıyla hareket etmiştir.
Oysa ki beslenen yılanlar günü geldiğinde sadece bölgemizi değil, tüm dünyayı zehirlemektedir. Son olaylarda bunu kanıtlamıştır. Fransa’nın hemde başkentinde 127 kişi terör saldırısı sonunda hayatını kaybetmiştir.
Fransa’nın Türkiye ile ilişkileri de oldukça sorunludur. Hafızalarımızı bir yoklarsak, Ermeni terörü nedeniyle Fransa’da onlarca insan hayatını kaybetmiş, ancak Fransız polisi ve yargısı Ermeni teröristlere oldukça hoşgörülü yaklaşmıştır. Ermeni teröristlerin mühim bir kısmı, kim oldukları bilindiği halde yakalanamamış, daha doğrusu yakalanmamıştır. Yakalanan bazı teröristler ise bir bahane bulunarak kısa sürede salıverilmiştir. Aynı şekilde Fransa, PKK’lı teröristlere uzun yıllar güvenli bir sığınak olmuştur. Fransa Devlet Başkanı Mitterand ve eşi PKK’nın adeta sesi olmuş, Paris Kürt ayrılıkçılığı desteklemiştir.
Artık bütün dünya terörün nasıl bir bela olduğun bilmeli, herhangi bir ayrımcılık yapmadan dinine, diline ve ırkına bakmadan teröre karşı ortak tavır için bir araya gelmeli ve bu konuda uluslar arası bir konsensüs sağlanmalıdır. Değilse daha çok masumu teröre kurban veririz.