Yaklaşık iki ay önce ABD’nin dolar silahı ile başlatmış olduğu ekonomideki savaş ve kargaşa bu günlerde yerini bekle göre bıraktı. Hükümetin ilk baştan beri aldığı tedbirler ve projeler ile durulmaya başlanan ekonomideki sıkıntılı durum, aslında piyasaları da ciddi anlamda rahatsız etti.
Doların ilk zamanlardaki ateşinin düşmüş olmasına rağmen yaşanan bu ekonomik krizin nedenini herkes birbirine soruyor aslında. Çünkü ekonomik veriler olumlu sinyaller vermesine rağmen, piyasadaki bu zam furyasına kimse bir anlam veremiyor.
Temel kriz işaretlerin artık normal seviyeye dönmesine rağmen yaşanan krizi kendi lehlerine çevirmek isteyenlerin uyguladığı zam furyası üzerine çok düşünmek gerekmekte. Dolarla ilgisi olmayan iğneden ipliğe ve içtiğimiz suya kadar yapılan fahiş zamlar artık çileden çıkartıyor.
Ülkemizde yetişen domatesten tutunda pirinç ve bulgur gibi baklagillere uygulanan fahiş fiyatların arkasında kolay para kazanmak isteyen stokçular ve fırsatçıların olduğunu görmek gerekir. Stokçuluk ve karaborsacılık adeta yeniden hortlatıldı.
Kış mevsiminin sinyallerini verdiği ve okulların açıldığı eylül ve ekim aylarında piyasalardaki bu zam heyelanı, çalışanların bütçesinde büyük yaralar açtı. Pazarda maydanoz satanlar bile doları bahane ederek fiyatlarını artırdı.
Hükümetin son olarak aldığı tedbirler ve belediyeler tarafından yapılan denetimler sonucunda biraz olsun ekonomik piyasa rahatlasa da, yine de piyasa ateşi herkesin cebini yakmaktadır. İçimizdeki fırsatçı ve menfaatçiler, bu havadan faydalanmaya çalışması onların ne kadar vicdan fakiri olduğunun bir göstergesidir.
Vatandaş olarak cebimizdeki paraya göz diken bu menfaatçileri ihbar etmeliyiz. Onların aldıkları bu keyfi zamları gerekli yerlere ihbar ederek otokontrol sistemini devreye sokmalıyız. Fırsatçıları, menfaatcıları ve stokçuları kesinlikle affetmeyelim. Hatta bunları çevremize de söyleyerek alış veriş yapılmaması için elimizden geleni yapalım.