Herhangi bir olumsuz durum veya hareketin ardından “eğitim şart” diye ahkam kesmeye bayılıyoruz. Özellikle de “eğitim şart” diyen kişiler okumayı hiç sevmeyen kişilerden çıkmaktadır. Nedense Türk milleti olarak okumayı bir türlü sevemedik.
Bir kere gazete okumak gibi bir alışkanlığımız günden güne azalmaktadır. Her ne kadar internet var desenizde, gazetenin sayfaları arasında dolaşmak ve o hazzı yaşamanın tadı bir başkadır. Gazete alanlarımızda gazetenin başlığını okudu mu tamamını okumuş gibi yorum yapmaya bayılırız.
Gazete okumuyoruz peki kitap okuyor muyuz? Kitap okumayan bir milletiz aynı zamanda. Kişi başına yılda bir kitap bile düşmüyor. Okumuyoruz ama yazmasını çok seviyoruz. Başkaları için ha bire yazmaya, duvara ve tuvalet kapıları arkasına yazmaya bayılıyoruz.
Kulaktan dolma bilgilerle olur olmaz yerde bilgiçlik yapmaya, başkalarından dinlediğimiz olayları kendi düşüncemiz gibi yaymaya bayılıyoruz. Ne kadar yalan söylersek o kadar çok beğenileceğiz gibi garip bir saplantı içerisindeyiz.
Çok yazmaya ve çok konuşmaya bayıldığımız gibi, bunları başkalarına yaymaya da bayılıyoruz. Aslında kendimizi kandırıyoruz. Belli bir süre bize inanan kimseler “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” sözünde olduğu gibi belli bir zaman sonra yalanımız ve dilbazlığımız ortaya çıkar.
İşin acı tarafı da burada ortaya çıkıyor. İnsanlar bazı şeyleri bilmelerine rağmen bu kişilerin söylediklerini ve yorumlarını gerçek gibi algılayıp benimsiyorlar. Daha sonra kafalarını duvara vuracaklarını bildiği halde, kısa bir süreliğine de olsa bu laflara kanarak, karşısındakini bir şey sanmakta.
Siyasette, eğitimde, iş hayatında ve sosyal yaşantımızda böyle kişileri çok görmekteyiz. “Boş teneke daha çok ses çıkartır” sözünü doğrularcasına büyük ses çıkaran böyle kişiler, cehaletlerinin ve yalanlarının girdabı içerisinde günden güne boğulurlar ama haberleri yoktur.
Yazımın başında da dediğim gibi “eğitim şart”. Eğitimli kişi hem kendisini yetiştirir hem de çevresindeki kişileri doğru yola yönlendirir. Kulaktan dolma bilgilerle ve dedikodularla insanların kafalarını ütülemez.
Yarınalar umutlu olarak bakmak istiyorsak hem kendimizi ve hem de sorumlu olduğumuz kişileri okumaya yöneltmeli, onları sağlıklı ve olumlu bilgilerle donanımlı hale getirmeli ve
Yalan bilgilerle karşısındakini kandırmanın ne kadar kötü olduğu konusunda dikkatli olmalarını öğütlemeliyiz.