Özellikle akşam iş çıkışlarında trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda dilenciler dolaşmaya başladılar. Neredeyse her kavşak noktasında mendil ve kalem satan çocukları görmek mümkün.
Burada amaç, sözde bunlar insanlara bir şey satarak bedelini alıyorlar gibi görünmek. Ama işin aslı ticaret yapmak değil, dilenmektir. O yoğun araç trafiğinin içerisinde kırmızı ışıkta duran araçlar arasında canını hiçe sayarak dolaşan çocuklar, insanın vicdanını sızlatıyor.
Aslında yapılan düzenleme ile küçük yaşta çocukların mendil, kalem satarak dilencilik yapmaları yasaklandı. Gerek Emniyet Müdürlüklerine bağlı ekipler gerekse Belediye Zabıta Müdürlüğü ekipleri mendil veya kalem satan, hiçbir şey satmadan da dilenen çocukları gördüklerinde ailelerine teslim ediyorlar. Ve de aileler bir daha dilencilik yaparken görülmeleri halinde kendilerine cezai işlem uygulanacağı konusunda gerekli uyarı da yapılıyor…
Ancak, Suriye’de çıkan iç savaştan sonra savaş korkusu nedeniyle ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler Konya’ya gelene kadar bu düzenleme çok güzel uygulanıyordu. Suriye vatandaşlarının Konya’ya yayılmasıyla birlikte dilenen çocuk ve büyük insan sayısında da önemli artış göze çarpmaya başladı.
Şehrin belirli noktalarındaki trafik ışıklarında ellerinde ‘Suriye’den geldik yardım edin’ diye yazılı kağıtları gösteren çocuklar, kadın ve erkekler var. Oysa bildiğim kadarıyla devlet Suriye’den gelen sığınmacılara ayni ve nakdi yardım yapıyor…
Devletin verdiği parayla geçinemeyen veya biraz daha iyi şartlarda yaşamak isteyenler duygu sömürüsü yapıyorlar. Suriyelilerin bu yöntemini gören, kendilerini Suriyeli gibi gösteren Konyalı dilencilerin de bu yöntemle dilendikleri ifade ediliyor.
Yetkililerin kavşaklarda dilenmeye çalışanları daha sık kontrol edilebilir ise istismarın da önüne geçilebilineceğini düşünüyorum…