Bir gül bahçesi kurarsın, bu gülleri geliştirmek, yüceltmek ve benzerlerinden farklı kılmak adına büyük emekler harcarsın. Yaptığınız işi en iyi şekilde yapmak, planlarını ve geleceğe dönük projeleri hayata geçirmek adına var gücünüzü harcarsınız.
Ancak sizin emek ve alın teri ile yaratmaya çalıştığınız gül bahçesinde bir sabah bir de bakarsınız ki, dikenler ortaya çıkar. Gittiğiniz yolda ayağınıza batmaya, güzelim yeşil gül fidanlarının arasında sırıtmaya başlarlar. Siz bir şeyler yapmaya çalışırken dikenler ellerinize batmaya başlar.
Gül bahçesini daha güzel yapmaya çalışırken ortaya çıkan dikenlere aldırmayacaksın. Ben bu gül bahçesini daha güzel yaparım inancı ile dikenlere rağmen yoluna devam edeceksin. Şayet gül yetiştirmeyi seviyorsan, ne eline batan dikenler, ne de yoluna çıkan engeller seni engelleyemeyecek.
Gül bahçesi kurmaktaki amacımız güzel koku elde etmekse, bu yolda önümüze çıkan dikenlere aldırmadan, elimize ve ayağımıza batan dikenlere aldırmadan bu kokunun yayılması için çabalayacağız.
Ne iş yaparsak yapalım amacımız güzel kokuları ortaya çıkarmaksa sonucu ne olursa olsun çalışmaya devam etmeliyiz. İstek ve kararlılıkla yolumuza çıkan diken misali engelleri aşmalıyız. Bu azim ve kararlılık olmasa gül bahçesinin de bir anlamı kalmaz zaten. Dikenlerin ve ayrık otların arasında kaybolmaya mahkumdur.
Buradan yola çıkarak ülkemiz içerisindeki dikenleri ortadan kaldırmadan, ayağımıza, elimize ve gönlümüze batan bu dikenleri temizlemeden hiç birimize rahat yok. Ülkemizi dikenlerden temizlemek için çok çalışacağız, elimize, ayağımıza ve kalbimize batan dikenleri atmak adına var gücümüzle çalışacağız. Güzel kokulu gül bahçesinde yaşamak istiyorsak bunları yapmak zorundayız.