15 Temmuz akşamı yapılmak istenen askeri kalkışmanın ardından 7 Ağustos tarihinde seksen ilde ve özellikle İstanbul Yenikapı Meydanı’nda gerçekleşen muhteşem taçlandırma, dünyanın gündemine bir kere daha Türkiye’yi taşıdı.
Yaklaşık 5 milyon vatandaşımızın katıldığı ve dünya rekoru olarak ilan edilen Demokrasi ve Şehitler Mitingi, Başkomutanı, iktidarı, muhalefeti ve halkıyla bir bütünlük sergileyerek uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek sahnelere sebep oldu.
Demokrasi ve Şehitler Mitingi’de gösterdi ki, artık kimse paralel yapılanma demiyor, direkt FETÖ diyor. Mitingdeki konuşmacılar üstüne basa basa FETÖ diyerek, bu terör örgütünün adını zikrediyorlar.
Meydanlarda bunlar yaşanırken, OHAL il büroları ve kamu kurumları da FETÖ2cü memurlar konusunda ince eleyip sık dokuyorlar. FETÖ’ye ait okullar ve yurtlar tekrar gerçek sahibi millete geçti. Maddi kaynakları esas sahibi millete iade edildi.
Mevlana Üniversitesi bundan böyle vakıf üniversitesi değil Selçuk Üniversitesi’ne bağlı olacak. Buradaki öğrenciler de artık Mevlana mezunu değil, Selçuk Üniversitesi mezunu olmuş olacak. Selçuk Üniversitesi akademisyenleri tarafından puanlarına göre dağıtımları yapılacak ve eğitim görmeleri sağlanacak.
Eğitim kurumlarından sonra Kamu kurumlarındaki FETÖ’cüler temizlenirken şimdi de sırada iş dünyası var. Öyle herkesin tek yürek olduğu dönemde meydanlara çıkıp da “Darbelere karşıyız” diye slogan atmak bazılarını kurtarmayacak! Elbette meydana çıkmak önemli, lakin birileri sırf takiyye için meydana çıkıyor ve bu numaralar artık tutmuyor.
Özellikle devlet kurumları hemen hemen temizlik operasyonlarını yaptı. Yani “atanmışların” olduğu yerler hızla temizleniyor. Özellikle eğitim-öğretim kurumları, sağlık binaları v.s. devletin yani milletin hizmetine geçmiş durumda. Lakin bazı kurumlarımız hala yerinde sayıyor; biraz ellerini çabuk tutmalarında fayda var.