Her gün ülkede emniyet güçleri bas bas bağırıyorlar. Polis ayrı, Jandarma ayrı her gün uyarıda bulunuyorlar. SMS’le, radyolarla, televizyonlardan hatta neredeyse her ATM’nin başında yapıştırılmış broşürlerle avaz avaz duyurular yapılıyor. Ama ne hikmetse hala duymazlıktan gelebiliyoruz.
Evet, şu “telefonunuz yasa dışı örgüt ele geçirdi, şu kadar para ödeyin bankaya…” diye başlayan ve insanları kandıran dolandırıcılardan bahsediyorum.
Televizyonlardan her gün onlarca uyarı filmleri gösteriliyor. Radyolardan neredeyse saat başı uyarılar yapılıyor. Jandarma bir taraftan, 155 polis bir taraftan, Adalet Bakanlığı bir taraftan SMS’lerle herkesin telefonlarına uyarı mesajları atıyor.
Ama her ne hikmetse gün geçmiyor ki yeni bir dolandırıcılık, sahtekârlık haberine rastlamayalım.
Ve işin daha garip tarafı da dolandırılanlara bakınca da öyle tabiri caizse “cahil-cühela” takımından değil. Neredeyse hepsi okumuş, kültürlü, hatta içlerinde profesörler de olan kişiler.
Acaba bunun için daha ne yapmalı?
Tüm bunlardan başka yapılacak bir çalışma var mı acaba?
Bundan sonrası biraz da artık vatandaşların kendilerine düşüyor. Çünkü Devletin her kurumu kendi adına her şeyi yapıyor. Tüm uyarıları gerçekleştiriyor.
Aslında bakınca anlaşılması çok kolay bir yol var. Devlet resmi evraklar dışında sizden para istemez. Sadece bunu bileceksiniz. Devletin polisi, jandarması, savcısı, hakimi vs. vatandaştan para istemez. Bunu bilmek aslında bu sahtekarlık sorununu ortadan kaldırmış olacak.
Eğer Devletin savcısının, polisinin sizle işi varsa bunu zaten telefonla halletmez. Sizi polis merkezine çağırır. Ve başınıza ne gelirse gelsin resmi yollardan çözer.
Buradan bir kez daha duyurmuş olayım. Telefonda sizden para isteyen varsa ve bu telefondaki sese ikna olduysanız en yakın polis merkezine götürün bu parayı orada nasıl olsa size doğrusunu anlatırlar.