Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardan beri dillendirdiği ve hemen her katıldığı düğünlerde tekrar ettiği “üç çocuk” dileğine katılmamak mümkün değil. Özellikle son yıllarda artan ekonomik sıkıntılar ve insanların daha rahat yaşama istekleri sonucu ülkemizde hane başına düşen çocuk sayısında azalmalar dikkat çekmektedir.
Son olarak Türkiye İstatistik Kurumunun yapmış olduğu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi araştırmalarının 31 Aralık 2017 tarihli verilerine göre Türkiye’de ortalama bir evde 3.45 kişinin yaşadığı ortaya çıkmıştır.
2011 yılında 3.76, 2012 yılında 3.69, 2013 yılında 3.63, 2014 yılında 3.57, 2015 yılında 3.52, 2016 yılında 3.48 iken 2017 yılında yine bir düşüş yaşanarak 3.45 seviyesine gerilemiş durumda. Bütün bu verilerden elde edeceğimiz sonuçlara göre Türkiye’de aileler yıldan yıla küçülmektedir.
TÜİK verilerine göre normalin üstünde bir artış gösteren Konya’nın aile büyüklüğü oranı 3.49 olarak anketlere yansımış durumda. Araştırmalara göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iller yüksek oranlarıyla dikkat çekiyor. Türkiye'nin en kalabalık ortalama hane halkları bu bölgelerdeki illerde yaşıyor. Verilere göre ilk sırayı 6,43 ile Şırnak alırken, Şırnak’ı 5,69 ile Hakkari, 5,67 ile Şanlıurfa takip etti. Balıkesir 2,75, Çanakkale 2,65, Tunceli ve Eskişehir 2,73 ve oranlarıyla ise son sıralarda yer aldı.
Ülkemizin genç ve dinamik bir nüfusa ihtiyacı olduğunu çok iyi gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailelerin ileriye daha umutlu bakması için üç çocuk yapmalarını her defa dile getirmektedir. Ülkemizin yavaş yavaş yaşlandığı da bir gerçekken, genç nüfus oranının 2053 hedefimiz için şart olduğu da bir gerçektir.
Ailelerimizi güçlü kılmanın yolu buradan geçiyor. Güçlü aile istiyorsak bunun olması lazım. Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk yerinde saymaktır. Bizim genç ve dinamik nüfusa ihtiyacımız var. Bizim artış hızımızın ikinin üzerinde üçlere ulaşması lazım, bunu başarmamız gerekiyor. Şu anda batı sıkıntı içerisinde ama biz Türkiye’yi bu sıkıntının içerisine sokmak istemiyoruz. Yaşlanan Avrupa’ya karşı genç ve dinamik bir Türkiye hiç te fena olmaz.