Cumartesi neşesi
ÜST DÜZEY HAZIRLIK
Adamın biri sabah saat 10’a doğru bir elinde, içinde inek pisliği olan bir kovayla girmiş kahvehaneye.
-“Bana bir çay” demiş,
Kahveci çayı getirmiş.. Adam, çayından bir yudum aldıktan sonra, pislik dolu kovayı başlamış kahvehanenin her tarafına serpmeye.
Sonra da çekmiş gitmiş..
Ertesi sabah aynı saatlerde, elinde pislik dolu tenekeyle yine gelmiş..
-“Bana bir çay..” deyince kahveci,
-“Hop hop….Bir dakika bakalım… Dünden beri senin pisliğini temizlemeye çalışıyoruz.. Neden öyle yaptın ki?..” diye sormuş.
Adam, sakin sakin,
-“Merak edilecek bir şey yok..” demiş.
-“Üst düzey yöneticilik için hazırlanıyorum.. Sistem böyle.. Gel, çayını iç, etrafa bok at, millet senin yaptığını temizlemeye çalışırken tüm gün ortadan kaybol..!”
APTALLAR KİTABI
Yavuz Sultan Selim döneminde divanda görevli bir adam varmış.
Adamın ”’Aptallar Kitabı”’ adında bir kitabı varmış. Kim olmayacak bir şey yaparsa, yani aptallık yaparsa onun ismini o kitaba eklermiş.
Padişah Selim bir gün askerlerinden birini görevlendirerek falanca yere gidip falancadan dört kese altını alıp geri dönmesini istemiş.
Bunu duyan adam kitabına padişahın ismini eklemiş. Padişahın kulağına haber ulaşınca hemen adamı çağırttırmış.
Adam padişahın huzuruna çıkmış. Padişah sinirli bir şekilde:
-“Bre adam! Neyine güvenip de böyle bir şey yapmaya kalkışırsın?”
-“Padişahım, sizin yaptığınıza da ne demeli? Adam dört kese altını aldı, ya geri gelmezse?”
-“Demek öyle! Peki, adam ya geri gelir altınları bana teslim ederse?”
Adam gayet kendinden emin bir şekilde:
-“O zaman listeden sizin isminizi siler, onun ismini yazarım” demiş.
ERENLERİN MERKEBİ…
Bir Bektasi, merkebine odun yükleyip sehre gelirken karşıdan tüccar kilikli iki adam peyda olarak:
-“Şu zındıkla alay edelim!” diye Bektasiye yanaşıp selam verince, Bektaşi de durur, merkebi de.
Tüccarlar işaretle:
-“Bu eşeğin ne düşünüyor?”
– “Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret etmeyi düşünüyor!”
AYI BU…
Bir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı postunu göstererek der ki:
-“Bu ayıyı Bolu ormanlarında vurmuştum.”
Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayıp sorar:
-“Nasıl olur? Bu kutup ayısıdır. Bolu’da bulunmaz.”
Avcı gülümseyerek yanıt verir:
-“Kardeşim ayı bu. Buranın kutup olmadığını, Bolu ormanları olduğunu nereden bilsin..”