Yoğun ve bir o kadar da stresli geçen bir haftanın ardından biraz olsun yüzünüzün gülümsemesi için bazı fıkralar seçtim. Umarım beğenirsiniz.
KUBO AMCA
Muhtar adayı Bayram, Kubo amcanın evine gider ondan kendisi için oy ister. Kubo amca da ona oy için söz verir. Kapı çalar gelen 2. aday Cemaldir, Kubo amca Bayrama’’ oğlum sen sekinin altına gir seni görmesin’’der. Gelen 2. Aday cemale de söz verir Kubo amca. Ancak bir şart koşar oy karşılığında bir çuval un ister. O da şartını kabul eder, müsaade ister evden ayrılır. O evden çıkarken 3. Aday Ekrem gelir, ona da söz verir Kubo amca ancak ona da bir şart koşar, ‘’Ekrem sen bana bir çuval un, bir çuvalda şeker göndereceksin işte o zaman oyumu sana veririm. Oda şartını kabul eder evden ayrılır. Sekinin altında olup biten her şeyi duyan Bayram,’’ amca sen ne yaptın hepsine söz verdin, hani oyunu bana verecektin’’ Kubo Amca gülümseyerek, ‘oğlum Bayram ben senden hiçbir talepten bulundum mu? Öyleyse oyum senindir.’der.
TEMEL SEÇMENLERİN KARŞISINDA
Temel seçimlerde aday olmuş, büyük bir kalabalığa karşı konuşma yapacak. Hazırlanmış, kürsüye çıkmış. Cebindeki kağıdı aramış, bulamamış. Bunun üzerine seçmenlere şöyle seslenmiş:
”Sevgili hemsehrularim, puraya celirkeen neler soyleyecegimu pir Allah pir de ben pileydum. Şimdi ise sadece Allah piliy.”
HEP TERSİNE GİDERDİ
Adayın biri Zara yakınlarında Kızılırmak'tan geçerken suya düşmüş.
Koşup Parti başkanına haber vermişler.
" Bizim aday mı ? "
" Bilmiyoruz, adaylardan biri. "
" Akıntıya doğru mu gidiyordu, tersine mi ? "
" Akıntıya doğru. "
" Bizim aday olamaz. Bizimki hep tersine giderdi. "
HEVES EDERDİ
Hayganuş çok üzgün. Sevgili kocasının mezarının başında oturmuş ağıt yakıyor.
Komşuları, arkadaşları da elleri önlerinde bu dramatik anı saygı içinde sessizce izliyorlar.
Hayganuş'un kocası Agop'a yaktığı ağıt herkesin gözlerini yaşartıyor:
‘‘Ah Agop efendi ah... Sen ne güzel, ne alim adam idin...
Fransızca bilir idin...
İngilizce'yi, Alamanca'yı fevkalade konuşur idin...
Sen edebiyattan, fizikten, kimyadan, riyaziyeden çok iyi anlar idin...
Şiir bilem yazar idin...''
İzleyenler suskunluk içinde bekliyorlar, ama ölçüyü kaçıran Hayganuş'un Agop'a sıraladığı övgüler bir türlü bitmek bilmiyor.
Artık biri dayanamıyor ve patlıyor:
‘‘Yahu Madam Hayganuş, amma da büyüttün ha!.. Agop'u hepimiz tanır idik. Rahmetli hiç de dediğin gibi bir adam değil idi.
Mesela, Fransızca filan bilmez idi. Şiir de yazmaz idi. Az biraz okuması, yazması var idi. Hepisi o kadar...''
Madam Hayganuş, komşusunun bu sözlerini duyunca hemen ağlamasını kesmiş ve başını kaldırarak gururlu bir sesle şöyle yanıt vermiş:
‘‘Olsun... Heves eder idi.''