Her Cumartesi olduğu gibi bu Cumartesi günü de yüzlerimizde gülümseme olması adına sizlere bazı tarihi fıkralar buldum. Hafta sonunun yorgunluğunu atmanız ve mutlu olmanız dleklerimle güzel bir hafta sonu geçirmenizi dilerim.
Para vermeyenler var mı?
Abdülhamid zamanında Ayasofya Camii'nde vazeden Of’lu Tavilzade İbrahim Hoca çok şöhret kazanmıştı. Fakat bir huyu vardı ki fena tesir bırakıyordu: Va’zın sonunda mendil açıyor: Dinleyenlere : "Sökülün bakalım" diyordu.
Hocanın bu hali sarayın kulağına gitti. Abdülhamid mabeyincilerden birine emir vererek camiye yolladı. Mabeyinci vaazı dinledi. Hoca mendili açıp parayı topladıktan sonra yanına giderek konuştu: Padişahın selamlarını ve iradelerini tebliğ edeceğim.
- Buyurun efendim!
- Her mendil açışta ne kadar para topluyorsunuz?
- Nihayet elli kuruş. Çoğu metelik atıyor.
- Demek ki ayda on beş lira. İşte bunun iki misli olarak otuz lira veriyorum. İradei seniye gereğince bir daha mendil açmayın.
Ertesi günden sonra hoca bir daha mendil açmaz. Kimse de çıkarıp kendiliğinden on para vermez. Nihayet kadir gecesi gelir. Hoca duayı yapar. Halk kalkıp gideceği sırada hoca bağırır. "Durunuz ey cemaat, sizden bir sualim var. Bana yüksek bir yerden mendil açmayayım diye irade tebliğ edildi. Fakat görüyorum ki sizin hiç birinizde hocaya bir kuruş verelim diye davranmıyorsunuz. Merak ettim, acaba size de “Sakın hocaya bir şey vermeyin!” diye bir emir verildi mi?
Kahve getirin
Kazasker Mollacık zade Ataullah efendi çok tiryaki idi. Bir gün Babıali’de arz odasında toplanan mecliste kestirdiği hafif bir şekerlemeden uyanınca kendisini tiryakilerle dolu olan konağında sanarak “Kahve getirin” diye el çırptı. Meclistekiler hayretle birbirlerine bakarken Kaymakam Şakir Ahmet Efendi paşa. “ Artık konuşmaktan yorulduk, bir kahve içecek kadar teneffüs edelim” diyerek mollayı utancından kurtarmaya çalıştı.
Kardeş payı
Fatih Sultan Mehmet bir gün saraydan çıkıp ata bineceği sırada bir kalender bir kase uzatıp para istedi. Padişah, bir altın verdi. Derviş, “Padişahım ben senin kardeşin olayımda bir altın veresin. İnsaf uyar mı?” dedi. Fatih “Neden benim kardeşim oluyorsun?” diye sordu. Kalender “Adem evladı değil miyiz?” deyince Padişah “Hele şu altını al git. Eğer öteki kardeşlerimiz duyacak olursa hissene bu kadar da düşmez“ cevabını verdi.