Kendi çocukluk günlerimizle bu günü kıyaslamaya çalışıyorum,
Neredeyse kıyas kabul edilemez bir duruma geliyorum.
Geçmişte yokluklar içerisinde büyüyen bizler,
Şimdiki çocukların bolluğuna hayretler içerisinde bakıyoruz.
Bir kere çocuklarımız bolluk içerisinde yüzmekte.
Neredeyse bir dedikleri iki edilmiyor.
Mutluluğu sadece maddi olarak düşünenler,
Çocuklarını daha mutlu etmek adına
Hep çalışıyor, daima çalışıyorlar.
Artık çocuklara alınan hediyeler bile değişti.
Daha önce tahta oyuncaklar hediye edilirken,
Şimdilerde en küçük hediye bisiklet olmakta.
Bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve tabletler alınarak
Çocuklarımızı sanal alemin içine itmekteyiz.
Çocuklarımızı sokakların tehlikesinden korumak adına
Önceleri televizyonlar alırken,
Artık hediyelerinde fiyatı ve boyutları değişti.
Çocuklarımızı çok sevdiğimizi göstermek adına
Onlar için sanal bir canavar yarattık.
Sokakta arkadaşları ile oyun oynamak yerine
Klavyelerin arasına gizledik onları.
Zekalarını geliştiren çocuk oyunlarını oynamaları gerekirken
Tabletlerde şiddet içerikli oyunlar oynattık.
Paylaşmayı öğrenecek yerde,
Vurup kırmayı ve şiddeti aşıladık istemeyerek.
Uçurtmalarını aldık ellerinden cep telefonlarını verdik.
Defterlerini aldık tabletler verdik.
Kitaplarını aldık yerine bilgisayarlar verdik.
Rakamlara ve sosyal medyaya boğduk onları.
Konuşmaları bile SMS cinsinden olmaya başladı.
Sonuçta içlerindeki çocuğu komaya soktuk.
Geleceklerini karanlık bir tünelin içine attık.
Allah sonumuzu hayırlı eder inşallah.