Geçmiş zamanlarda devlet dairesine işi düşüpte memnun ayrılan görmek adeta imkansızdı. Ancak daha sonra yapılan bazı düzenlemeler ile devlet dairesinin hantallığı biraz olsun azaltılmaya çalışılmış ise de, yine devlet dairelerinde hantallık devam etmektedir.
Atanmışların oluşturduğu bürokrasi bireyler arasındaki sorunların giderilmesi için uğraşmak yerine giderek güçlenerek bürokratik oligarşiyi oluşturmaya başlamıştır. Bürokratlar zaman içerisinde kendilerini devlet olarak görmeye başlıyor ve hatta bazıları seçilmişleri bile kendilerince pas geçmeye çalışıyor.
Siyasal egemenlik kendilerine bağlı bürokratlar oluşturma çabalarına girerek, kadroları kendilerine yakın kişilerden oluşturmak için çalışmaktadır. Bazı kritik noktalar hariç böyle bir kadrolanma bence yasaktır. Sadece bana bağlı diyerek liyakat sahibi olmayan birilerini koltuklara atayacak olursan, zaman içerisinde bu kişiler kendilerini atayanları bile tanımazlar ve aymazlıklar yaparlar.
Devlet dairelerinin kendilerine ait personel kanunları vardır. Kimin hangi göreve atanacakları ve atanacakları kadrolarda istenen kriterler bellidir. Ancak sadece aynı siyasi görüşü paylaşıyoruz diyerek buralara atanan kişiler nedeniyle devlet daireleri hantal hale geliyor ve çalışamaz durumda kalıyor.
Bu dairelerde işi olan kişiler de, bu hantallıktan paylarına düşeni hiç hak etmedikleri halde alıyorlar. Koltuğa göre adam değil adama göre koltuk ayarlanması sonucu bir çok iş ya zamanından sonra yapılıyor ya da hiç yapılamıyor.
Teknoloji çağına girdiğimiz bu gülerde hala görmekten bıktığımız bürokratik oligarşi ile mücadele etme zamanı çoktan gelmiştir. Hantal bürokrasiyi sorgulayacak, yeri geldiğinde rest çekecek, millet ve memleket davasına sahip çıkacak idarecilere ve milletvekillerine ihtiyacımız var.