Bugün karne günü
2019-2020 Eğitim ve Öğretim yılının ilk yarısı sona erdi ve bugün milyonlarca öğrenci karnesini aldı. Tabi karnelerle beraber bazı yüzler güldü, bazı yüzler asıldı. Ne yazık ki yüzü gülenler için bu harika bir haber, her şey yolunda diyemiyorum. Yüzü asılanlar için de bu çok kötü bir haber, her şey felaket de diyemem.
Artık hepimiz de biliyoruz ki, karne bir göstergedir. O yarı yılın bir göstergesi. Karne aynı zamanda çocuğun, ailenin hatta öğretmenlerin. Kendi deneyimlerimizden de biliyoruz ki çocuk öğretmenini severse o dersi de sever. Kendisiyle, öğrencilerle, dünyayla barışık bir öğretmenin; öğrencileri için yaşam boyu kutup yıldızı olduğunu biliyoruz.
Şimdi karneyi nasıl okumamız gerektiğine bakalım. Çocuğumuzun karnesi mükemmelse, ancak hiç arkadaşı yoksa herkesin kendini dışladığını, sevilmediğini düşünüyorsa, sosyal ortamlardan kaçınıyorsa ve yüzü gülmüyorsa ruh sağlığı karnesi kötü demektir. Bu durumda yapılacak olan şey bir uzman yardımına başvurmak ve çocuğu ders dışı sosyal aktivitelere yönlendirmek olmalıdır.
Karnesi kırıklarla dolu olan çocuklar için anne babalardan “Çocuğum zeki ama çalışmıyor “ söylemini çok duyarız. Bu durum çocuğun akademik zekasının normal, ancak duygusal zekasının düşük olduğu anlamına gelir. Duygusal zeka akademik zekadan daha önemlidir.
Duygusal zekâsı yüksek, yani kendisiyle barışık, çevresiyle barışık, kendini motive eden, aile, arkadaş, sosyal iletişimi dengeli çocukların karnesi iyidir.
Çocuğun karnesi aynı zamanda ailenin göstergesidir demiştik. Bazı iyi karneler ailenin kötü göstergesidir. Şöyle ki çocuk sevilmek ve değerli olmak için deliler gibi çalışır, aşırı hırslıdır, 100 üzerinden 98 alınca ağlar. Öz değeri başarıya bağlıdır. Ailenin başarıyı sözde değil ama özde çocuktan üstün tuttuğunun göstergesidir.
Bazı kötü karneler de yine ailenin kötü göstergesidir hata yapmasına izin verilmeyen ailelerdir bunlar. Şımarmasın diye övülmeyen, daha iyisini yapsın diye hep eksik ve yanlışları söylenen çocuklardır. Bu çocuklar hata yapmaktan o kadar çok korkar hale gelir ki ne kadar çalışırsa çalışsın yüksek kaygı; çalıştığı her şeyi silip süpürür ve tabii ki başarısız olurlar. Ne yapmak gerekiyor? Önce çocuğumuza teşekkür edeceğiz, emeği için. Daima emeği sonuçtan üstün tutacağız. Bu karnenin hem onun hem bizim göstergemiz olduğunu söyleyeceğiz.