Artık silkinme ve kendine dönme zamanımız geldi. Bu şehit kanları ile sulanmış, her santimetre karesinde şehit cenazesi bulunan mübarek ülke topraklarımız birileri tarafından parçalanmak ve bölünmek istenmektedir.
Hala daha hafızalarımızdadır. Bundan yüz sene evvel 1. Dünya Harbinde atalarımızın Balkanlarda, Kafkaslarda, Afrika’da ve Yemen çöllerinde neler yaşadıklarını, nasıl yollara düştüklerini, nasıl kendi öz topraklarından sürülerek göçmen konumuna sürüklendiklerini ve neler çektiklerini ne çabuk unuttuk.
Bütün bu yaşananları hatırlayarak bir ve birlikte olmak yerine, hala daha vekilliğimizi nasıl daha çok sürekli hale getirebiliriz, nasıl il başkanı, belediye başkanı, genel müdür, müdür makam ve mevki sahibi oluruz uğraşındayız.
Sadece makam ve mevki için gerçekleri gördüğümüz halde ya susuyor, ya da görmemezlikten geliyoruz. Kendi geleceğimiz için ülkemizin geleceğini hiçe sayıyoruz. Gönül verdiğimiz partinin doğru gördüklerini doğru, düşman gördüklerini düşman, dost gösterdiklerini dost bellemişiz. Onun dışında hiçbir düşüncemiz, önerimiz, projemiz yok. Varsa da konuşmuyor, susuyoruz.
Artık uyanma zamanı gelmedi mi? Zaman 78 milyonun birbirine kenetlenmesi, milli birlik ve beraberlik içerisinde olması zamanıdır. Zaman parti çıkarları değil ülke çıkarlarını gözetme zamanıdır. Zaman iç hesaplaşma ve suçlama zamanı değildir.
Artık içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlara karşı ittifak zamanıdır. Sıkıntılar yaşadığımız bu günlerde her kişi, her parti, her dernek, her sivil toplum kuruluşu ve her fert üzerine düşeni yapma zamanıdır. Çünkü bu ülke kolay kazanılmadı.