Hiç şüphe yok ki, en büyük kazanımımız ve değerimiz içinde yaşamaktan mutlu olduğumuz ülkemizdir. Atalarımız yüzyıllardır öylesine sağlam temeller atmışlar ki, bugün bile bunu yıkmaya çalışanlar bu çirkin emellerine ulaşıyorlar.
Ağır savaşlardan ve yokluklardan ortaya çıkan Türkiye Cumhuriyeti, yıllardır içeriden ve dışarıdan gelen alçakca saldırılara karşı kale gibi durmakta, bu saldırılara göğüs gererek aynı zamanda mazlum ulusların da sesi olmaktadır.
Sınırlarımızın hemen ötesindeki karışık ortamlarda yaşamakta olan uluslar gözü, kulağı ve benlikleri ile Türkiye’ye bağlıdır. Türkmeni,Arabı,Kürdü hiç farketmeden bir zamanlar aynı kültür coğrafyasında yaşadığımız, ortak tarihi paylaştığımız bizim insanlarımız.
İmkanların en kısıtlı olduğu günlerde dahi Kıbrıs'da soydaşlarını yalnız bırakmayan bu ülke ve insanları yüreği Türkiye için atan hiç bir mazlumuda sahipsiz bırakmayacaktır.
Türkiyeli olmak mazluma sahip çıkmaktır! Her toplum atasından gördüğünü yaşatır ve yansıtır.
Bizler asla bir mazlumun bindiği botu batıracak, kucağında yavrusuyla bize sığınan bir babaya çelme takacak yahut türlü bahanelerle masum halka bomba yağdıracak kadar zavallı bir millet olmadık ve olamayız. Bizler evsizlere ev,umutsuzlara umut,aşsızlara aş,mazlumlara uzanan bir dost eli olmaya devam edeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti atalarından aldığı emaneti en iyi şekilde korumaya devam ederken aynı zamanda bu coğrafyalarda yaşayan herkese kim sırtını dönerse dönsün asla dönmeyecektir.
Bu vatanın bölünmez bütünlüğü için bizim insanımız gerektiğinde canını bile vermeye hazırdır.