2002 yılında başlayan Ak Partili günlere önceleri fazla itibar göstermeyen dış ülkeler, ne odluda şimdi ülkemize karşı topyekün bir saldırı yapıyorlar? Önceleri diğer partilerden pek bir farkı olmadığını düşündükleri Ak Partili günleri gelip geçici sandılar.
Ancak yapılan icraatlar ve devasa projeler hayata geçmeye başlayınca dış güçler ve onların içerideki işbirlikçilerini bir telaş aldı ki sormayın. İlk önce “gezi” provokasyonunu denediler. Yeşili korumayı ve üç beş ağacı bahane ederek günlerce eylem yaptılar.
Çevre ile ilgili olmayan ve yıkıcı unsur taşıyan pankartlar taşıyanlar, sözde aydın ve sanatçılarla birlikte günlerce sokakta sabahladılar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük projeleri tek tek hayata geçirilirken, batı dünyası çileden çıktı.
17-25 Aralık olayları ile Türkiye’ye olan kinlerini kusmaya başladılar. Cumhurbaşkanı “paralel yapı” dedikce birileri bunun böyle olmadığını ortaya koymaya çalıştı. Bütün bunlarla Türkiye’yi durduramayacağını görenler bu seferde içimizdeki hainleri uyandırmaya karar verdiler.
15 Temmuz tarihinde hain FETÖ teröristleri demokrasimize göz dikti. Ancak Türk halkı kendisini feda ederek bu oyunu bozdu ve oyunlarını başına geçirdi. 15 Temmuz’da da istediklerini elde edemeyenler bu sefer de terörle halkı sindirmeye çalıştılar.
Her gün yeni şehit haberleri ile güne başlayan ülkemiz, birlik ve beraberlik içerisinde “bir ölür bin diriliriz” diyerek vatan ve demokrasi sevdasını ortaya koymuş oldu. Şehit haberlerine içimiz çok acıdı. Ancak “vatan sağ olsun” sesleri arasında terörle ve terörizmle topyekün bir seferberliğe çıktık.
ABD, İngilter, Almanya ve diğer sözde güçlerin desteklediği adı sanı duyulmamış terör örgütlerine karşı kahraman emniyet güçlerimiz ve ordumuz destanlar yazdı. Amaçları ülkemizi ve kaçınılmaz yükselişini durdurmak olanlar bu sefer de ekonomik terörizme doğru yöneldiler.
Dolar ve Eurodaki yükseliş sanayide çarkların yavaşlamasına sebep olsa da sanayicimizin özverili çalışmaları ve Merkez Bankası’nın olayları yakından takip etmesi ile ekonomik savaştan da istediklerini elde edemediler.
Şimdi kendileri ekonomik bunalım içerisine giren AB ülkeleri, Avrupa Birliği’nden tek tek çıkmayı düşünmekteler. 3. Havalimanının yapılması ile ekonomisi büyük yara alacak olan Almanya başta olmak üzere diğer batı ülkeleri kendi derdine düşmüş durumdalar.
Terörle yıkamayacaklarını anladıkları ülkemizi, ekonomik krizle vurmaya çalışanların oyunları bozuldu. Ülkemizi yeniden “hata yatağına” düşürmek isteyenlerin kendisi hasta yatağında ve yoğun bakımdalar. Bizi küçük görenler şimdi bedelini ağır ödüyorlar.