Döviz fiyatlarındaki artışa paralel olarak son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntıların neden olduğu ekonomideki daralmadan yavaş yavaş ülkemiz kurtulmaya başlandı. Hükümetin aldığı olumlu tedbirler ve denetimler sonucunda dolar düşmeye başlamış ve piyasalar durulmaktadır.
Ancak ekonomik sıkıntıları bahane ederek bazı işyerlerinde işten çıkarmalar da dikkatlerden kaçmamaktadır. Nedense her ekonomik sıkıntıda işverenler, hemen gözünü işçiye dikiyor. İlk tedbir olarak işçi çıkarıyor.
Aslında bu zor günlerde, işçi çıkarmak akıllıca bir çözüm olmadığı gibi, bu sıkıntılı günleri daha fazla körükleyecek, çalışma barışını bozacak bir hamledir. Gün daha fazla üretim, daha fazla çalışma ve ülkemizin kalkınmasında önemli bir rol oynayan işçiye sahip çıkma günüdür.
Ekonomik istikrarın en üst seviyede olduğu dönemlerde işçilerin ciddi fedakarlıkları ve azmiyle büyük kazançlar elde eden işverenler, bugün bu işçileri işten çıkarmak için hesaplar yapmaktadır. Bu dönem, kar elde etme değil, ayakta kalma dönemidir.
Ülkemizin bu sıkıntıdan çıkmanın son kavşağında olduğu bu günlerde, işverenler de üzerlerine düşeni yapmalıdır. Şimdiye kadar kendisi ve ekmeği için çalışanlarına sahip çıkmalıdır. Daha fazla üretim ile bu sıkıntıların hepsi atlatılır.
Şurası unutulmamalıdır ki, şimdiye kadar ekonomimiz üzerine yapılan her türlü operasyonu boşa çıkaran ülkemiz, bu sıkıntıdan da en az zararla çıkacaktır.Devletimiz, sergilenen her türlü oyuna karşı gerekli hamleleri bir bir hayata geçiriyor. İnanıyorum ki, en kısa zamanda ülkemizde ekonomik veriler normale dönecektir. Bu sıkıntılı günler ilelebet böyle devam edecek değil. Bugüne kadar her türlü saldırıdan güçlenerek çıkmasını bilen ülkemiz, bu ekonomik savaştan da alnının akıyla çıkacaktır.
Bu süreçte işverenler ve işçiler birbiri ile dayanışma içersinde, karşılıklı fedakarlıklarla ve birbirine güven içerisinde olmalıdır. Çünkü işçisiz bir işyeri olmayacağı gibi işverensiz de bir iş yeri olamaz. Karşılıklı güven, itimat, fedakarlık ve hoşgörü ile bütün engelleri aşabiliriz.