Bugün Anneler Günü. Aslında bu gibi günlere karşı olmama rağmen modern tabirle “mahalle baskısı” sonucu kutlamak zorunda hissediyorum kendimi. Çünkü annem ve eşimde böyle bir günde en azında hatırlanmak istiyorlar ve de haklılarda.
Kapitalizmin insanları tüketime zorladığı bir gün olmasına rağmen içerisinde geçen anne sözü elimizi kolumuzu bağlıyor maalesef. Toplumun temel çekirdeği ailedir. Ailenin de temeli anneye dayanmaktadır. Annelik dendiğinde aklımıza şefkat gelir; fedakârlık gelir; merhamet gelir; cennet gelir. Bundan dolayıdır ki; yüce dinimiz “Cennet anaların ayakları altındadır”, diyerek annelere ve onların evlatlarına cennetin yolunu açmış, annelerimize de en üst makamı bahşetmiştir.
Annelik kavramı özellikle popüler kültürün yaygınlaşmasıyla değer kaybetmiştir. Halbuki kadınlarımızın en önemli özverilerinden birisidir, “Annelik”… Kutsal ve değerli olan “Annelik” duygusu batı medeniyetinin, icat ettiği sözde özel günlerden bir gün olmuş, tüketim çılgınlığının öznesi haline dönüştürülmüştür. “Annelik” duygusunda ki saflık ve fedakârlık, hediye alma tüketimine kurban edilmiştir…
“Anneler Günü” koskoca bir yılın sadece bir gününe sığdırılabilecek bir gün olmamalıdır. Bir ömürle eşdeğer bir sevginin, saygının ve hürmetin ifadesi olmalıdır. Medeniyetimizin kodlarında bu değer mevcuttur. Sadece onları yeniden çözmeli ve yeşertmeliyiz. Bunu başardığımızda, Anneler Gününü” bir ömür olarak yaşarız. Bütün annelerin Anneler Günü’nü kutlarım.