Nerede o eski bayramlar diyerek söze başlamak istemiyorum. Ancak uzmanlara göre özellikle çocuklar eskisi gibi bayram sevinci yaşamıyorlarmış. Yine aynı uzmanlara göre, çocukların dün bir sürü şeye yeten harçlıkları bugün onlar için bir şey ifade etmiyormuş.
Anne ve babalar çocuklarını mutlu etmek için ellerinden geleni yapmaktadır. Herkes bütçesine ve ekonomisine göre çocuklarına bayram hediyeleri almakta, onların yüzlerini güldürmek için çalışmaktadır.
Erişkinler her bayram öncesi kendi yaşadıkları bayramdan hoş hatıraları anlatarak çocuklarına örnek olmaktadır. Kapı kapı dolaşılıp toplanan şekerler, büyüklerin verdiği para, mendil gibi hediyeler ve bunlardan duyulan sonsuz mutluluklar, evdeki hazırlıklar, komşu ziyaretleri ve yeni giysiler, hemen her erişkinin küçük bir çocukken yaşadığı bayram sevinçleri olarak paylaşılan ortak bayram özlemleridir.
Erişkinlerin, bugünkü çocuklarda görmediklerini düşündükleri mutlulukların bir kısmı, kendi geçmişlerine, bir daha asla geri gelmeyecek güzel günlere özlemleridir. Aslında çocuklar için “hayatın kendisinin” bir bayramdır. Muhtemelen bugünkü çocukların önemli bir kısmı da yarın büyüdüklerinde kendi çocukluklarındaki güzel şeylerin, artık yaşanmadığını konuşacaklardır.
Diğer taraftan, bugünün çocukların istekleri, alışkanlıkları veya taleplerinin de dünkü çocuklarla aynı olmadığını hatırlamalıyız. Şekerin, çikolatanın bugün artık hemen her çocuğun her an ulaşabileceği sıradan nesneler olduğunu unutmamak gerekiyor.
Çoğu çocuk yeni elbiseler alınması için bayramın gelmesini beklemiyor artık. Dün bir sürü şeye yeten harçlıklar bugünkü çocuklar için bir şey ifade etmiyor. Belki her bayram yeni bir bilgisayar, cep telefonu veya Ipad alabilsek kim bilir şimdiki çocuklar da sevinebilir.
Çoğu insanın, artık bayramları bir tatil fırsatı olarak gördüğü günümüzde bayram ziyaretleri ve diğer ritüelleri en azından büyük şehirlerdeki erişkinlerin önemli bir kısmı tarafından terk edildiğini çocuklarda görmektedir.
“Bayramları 'bayram' gibi yaşamayan erişkinlerin, çocuklarının niye sevinmediğine şaşırmalarına şaşmak gerekiyor. Bayramlar, ortak değerlerin paylaşıldığı, birlik ve barış duygularının çoğaltıldığı ve kuşaktan kuşağa aktarıldığı günlerdir. İnsanların, başka insanlar ve ortak birtakım değerlerle çepeçevre sarılı olduklarını hissetmeleri, ruh sağlıkları için son derece gereklidir. Yalnızlık ve yabancılaşma düşüncelerinin azalması, sosyal destek ağlarının kuvvetlendiğini fark etmeleri hem çocukların hem de erişkinlerin ruh sağlıklarını koruyan mekanizmalardır. Erişkinler, bayramları gerektiği gibi kutladıklarında çocuklar da eskisi gibi, hatta eskisinden çok sevineceklerdir.”