Bahar deyince içimiz ısınmaya başlar.
Bahar aslında yeniden doğuş ve dirilmektir.
Ağaçları yapraklar sarmaya,
Tarlalarda çiçekler açmaya başlar.
Uyuyan toprak yavaş yavaş uyanmaya,
Allah’ın verdiği ihsanları sunmaya başlar.
Bahar mevsimi aynı zamanda insanların psikolojisine,
İnsanları hayata bakış açısına bile etki eder.
Her bahar içimizden ılık bir şeyler akar,
Tabiatın doyumsuz güzellikleri ise bizleri etkilemeye başlar.
Her taraftan rengarenk çıkan çiçekler,
Bazı yerleri kırmızıya, bazı yerleri sarıya boyar,
Yeşillikler arasından bizlere gülümser.
Isınan havalarla birlikte sokağa çıkan insanlar,
Tabiatın eşsiz güzelliklerini içlerine çeker,
Çiçekler arasında yorulan vücudunu dinlendirir.
Karamsarlıklar ve çirkin düşünceler zihinlerden uçar,
İnsanlar için güzellikler benliklerine dolar.
Bahar mevsimi edebiyatımızda da önemli bir yer tutar.
Tabiatın yeniden uyanışı şairlere ilham verirken,
Doyumsuz yeni ürünlerle edebiyatımızı zenginleştirir.
Bahar mevsimi her anlamda olumlu olmayı,
İnsanlara ve çevreye güzel bakmayı öğretir.
Aynı zamanda Yüce Yaratıcı’nın varlığının en güzel işaretlerini taşır.
Bütün bir kış kuru olan dallar,
Yeşillenip çiçek açarken,
Kuru tarlalarda rengarenk çiçekler yetişirken,
İnsan ister istemez bu durumdan etkileniyor.
Bahar dedik, kır çiçekleri dedik, papatya dedik, fesleğen dedik.
Baharın o güzel havası bizi de mi çarptı acaba?