Artık biliyorum
2020 yılını istediğimiz gibi kutlayamamanın ezikliğini hissetmekteyiz.
Bu yılı geldiği günden bu yana istediğimiz ve beklediğimiz gibi yaşayamanın huzursuzluğu içerisindeyiz.
Oysaki 2019’un son akşamını en özenli halimizle uğurlamış , büyük bir heyecanla da 2020yi bekliyorduk. Nereden bilebilirdik ki 2020 nin her geçen yıldan daha kötü bir yıl olacağını?
Koronavirüsle birlikte hepimizde korkuyla birlikte aramıza mesafeler girdi.Eskiden olsa sarılıp öpüşmeyen, tokalaşmayanlara kendini beğenmiş derdik. Şimdi beğenmişlik kavramı da kalmadı. Sağlığımız için sosyal mesafe aramıza girdi.
Muhakkak ki bunun bir de normalleşme süreci olacak. Kapanan mekânlar yeniden hizmet verecek. Yeniden özgürce çıkmaya başladığımız da ikinci dalga gelecek mi tabi kafalarda soru işareti. Zaten sürekli kontroller yapılacak. Mekânlara kapasite kısıtlaması geldi bile. Kurallara uyulmazsa tıpkı sigara cezaları gibi cezalar gelecek. Kurallara ne kadar uyacağız tabi hep birlikte göreceğiz bakalım. Ama şu ana kadar gördüğüm şey, herkes evden o kadar sıkıldı ki bir an önce normal hayata dönmek istedi ve döndüde. Mekânların açılacağı günü dört gözle bekleyenler isteklerine kavuştu.
Aslında hepimiz özgür hayatın hayalini kurar olduk. Acaba ne zaman gerçekten ülke normal sürece geçecek de eskisi gibi arkadaşlarımızla rahatça oturacağız?
Bu süreçte özgürce sokaklarda yürümenin bile kıymetini anlamış olduk. Meğer kıymetini bilmediğimiz ne kadar çok şey varmış. Düşündüren, kendinle baş başa kalmanı sağlayan bu sürece teşekkür de etmek lazım. Bazı göremediğimiz şeyleri, kıymetini anlayamadığımız her şeyin kıymetli oluşunu bize gösterdiği için.
Şehrin her köşesinin, soluduğumuz havanın, sarılmanın kucaklaşmanın, dokunmanın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu gösterdiği için; çok teşekkürler.
Aslında teşekkür edeceğimiz birçok konu oldu. Kalbimizle de yüzleştik. Şimdi oturup baktığımızda geçmişte yaşananlara keşke demek yerine iyi ki diyebiliyoruz. İyi ki kötü şeyler yaşanmış da iyi şeyleri görme şansımız olmuş. Korona, gerçekten sevdiklerimizi gösterdi. Kimi, neyi, ne kadar sevdiğimizi; kimin bizi ne kadar sevdiğini de artık biliyorum..