Allah çekemeyeceğimiz dert vermez
Bu dünya imtihan dünyası. Allah insanların bir çoğunu çeşitli imtihanlardan geçirir ve şükür edip etmeyeceğini sınar. Bu imtihan sürecinde canımız acır, yüreğimiz sızlar ve sıkıntılarda kayboluyoruz sanırız.
İşte tam da burada içimizi ferahlatacak o söz gelir aklımıza. Allah hiçbir kuluna taşıyamayacağı yükü vermez. Yani başımıza ne gelirse gelsin, ne kadar zor durumda olursak olalım yaradanın bizi gözüktüğünü ve gözlemlediğini unutmayalım. Çoğu kez insanlar bize türlü türlü zararlar verebilir, işimize, aşımıza hatta yuvamıza kısıtlamalar getirebilir. Çoğu kez bunu başarırlarda.
Çoğu insan farklı emeller içerisinde olabilir sizde bundan zarar görebilirsiniz. Sonuçta herkes kendine yüklenen görevi yerine getiriyor. Bu zor durumlar karşısında ayakta durmak, dik durmak inancımızın gereği inanmak ve mücadele etmemiz gerekir. Şu güzel sözü de hatırlamak insanoğluna güç verir. İnsanlar kötülüklerinden vazgeçmiyor ise bizim de iyiliklerimizden vazgeçmememiz gerekir. İnançlı insanlar inanır, mücadele eder ve vazgeçmez.
Yaratılışlarında bu yoktur. Kimi zaman işsiz kalırız, hasta olup hastanelere düşeriz, en yakınlarımız bize en büyük zararı verir. Bazı insanlar için bu durumlar isyan derecesine dahi gelebilir. Önemli olan inancımız gereği bu zorlu durumların geçeceğine inanmak. Hiçbir sıkıntı baki değildir ve daha önemlisi yaşadığımız çağda çok zor dönemden geçen dünyadan göçüp gittiğimizde ardımızda ne bıraktığımızdır.
İnanan insanlar taşlı yolların ardından çiçek bırakanlardır. Bu fani dünyadan göçerken güzel işler yapmak, güzel işlere imza atmak, yetimin başını okşamak ihtiyaç sahibine yardımcı olmak, okumak, bir kişinin okumasına vesile olmak, gönüllülük esasına dayanan hizmetler yapmak, gülmek güldürmek, karşılıksız iyilik yapmak gerekir. Bunların hepsi bedava. O yüzden bizim üstümüze düşen güzel ve başarılı işlere imza atmak.