Ülkemizin ilerlemesini ve bölgede lider konumuna gelmesini içlerine sindiremeyen ABD ve AB, şimdide ülkemizin ekonomik dengelerini oynamaya başladı. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ülkemizin sanayi kesimini ve tarımını etkileri altına alan bu güçler, fiyat dengelerini de istedikleri gibi oynayarak, üretimimizi en ucuza getirmeye çalışmaktadır.
Mesela dünyanın en büyük fındık, üzüm ve diğer tarımsal ürünlerin üreticisi olmamıza rağmen maalesef bu ürettiğimiz ürünlerin fiyatını bu güçler belirlemektedir. Üretimini bizim yapmamıza rağmen istediğimiz fiyata satamıyoruz.
ABD ve AB’nin yıllar önce planlayıp hayata geçirmeye çalıştığı bütün hain planlar, 2002 yılından bu yana teker teker iflas etmektedir. Ülkemizi en büyük müttefik olarak gördükleri yalanın arkasına saklanarak ülkemizi sömürmeye çalışan bu güçler, artık istedikleri gibi at oynatamayacaklarını da görmeye başladılar.
ABD müttefikimiz dediği ülkemizin en büyük düşmanı olan bölücü örgüt PKK’ya silah temin ettiği artık aşikardır. Aynı şekilde AB ülkeleri de bizi Avrupa Birliği’ne alacağız yalanı ile yıllardır istediğini yaptırmaktadır. Bize müttefiklik söylemleri yapan AB ülkeleri el altından da terör örgütlerine lojistik destek sağlamaktadır.Ancak özellikle Ak Parti Hükümetlerinin başa geçtiği 2002 yılından bu yana maskeleri birer birer düşmektedir.
Yurt savunmasında canını ortaya koyan şehitlerimizin cenaze töreninde bulunmayan ve adını barış gönüllüsü koyan Avrupalı parlamenterler, ne yazık ki terörist cenazelerinde ve taziyelerinde bulunmaktadır. Artık Türk milleti, batının iki yüzlülüğünü açıkca görmektedir.
Özellikle ABD Ortadoğu petrolüne sahip olmak için bizi atlama taşı olarak görmekte , her isteklerini Türk hükümetlerine gerek baskı, gerekse yardım şeklindeki senaryolarla ortaya koymaktadır. Kendilerini (ABD-AB) özellikle Ortadoğu petrolünün sahibi olarak görmüşler dahası bu bölgenin gerçek sahibinin Batılı zenginler kulübü olduğunu her zaman söylemektedirler.
ABD askeri de bu nedenle orada nöbet tutuyor gibisinden dünyaya mesaj verilmektedirler. İşte günümüzde yaşanan savaşların nedeni Ortadoğu’daki petrole sahip olmaktır. Dökülen kanlar, yıkılan ocaklar , sakat kalan gençler , ağlayan anaların gözyaşları hep bu sebepledir. Dış güçlerin büyük sermaye şirketlerinin kar etmesi, daha fazla para kazanmaları için ölümler oluyormuş , onların hiç umurunda değildir. Onların amaçları daha fazla , daha fazla ve en fazla olması gereken kazançlarıdır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve tavizsiz söylemleri ile ABD ve AB ülkelerine karşı omurgalı duruşu Türk Milletini de şaha kaldırmıştır. Artık dış güçlerinin oyununa gelmeyen Türkiye, kendi milli ordusunu, ekonomisini ve sanayisini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bir kere daha belli oldu ki, ABD ve AB’den dost olmaz.