Bir söz vardır “tavuğum güzel olsun da yumurtlamazsa yumurtlamasın” diye. Günümüz insanı aynı bu sözdeki gibi oldu. En son çıkan teknolojik cep telefonunu alıyor, ancak içine kontör alacak para bulamıyor. En büyük, en gösterişli arabayı alıyor, benzin pahalı diyor, muayene ücretinden şikâyet ediyor. Güvenlikli sitede oturuyor, aidatını ödeyemiyor. Oysa büyüklerimiz ne güzel söylemiş “ayağını yorganına göre uzat” diye. Huzurlu yaşamanın sırrı burada. Ancak gerek sosyal medya gerekse televizyonlar gerekse etrafımızı çevreleyen diğerleri sizi kendi halinize bırakmıyor. Bu nedenle insan kendisi olamıyor. Kendisi olamayınca da kaza bakarak kaz yumurtası yumurtlamaya kalkıyor. Bu durum hem kendisini hem de yakın çevresini (ailesini) mutsuz ediyor. Değerli bir bilim insanı en uzun yaşayan canlıların basit formlarda olan canlılar olduğunu, virüs ve bakteri gibi basit hayat formu olan canlıların uzun yaşadığını söylüyordu. Öyleyse uzun ve mutlu yaşamın sırrı basit yaşamakta sanırım. Yapılan araştırmalar basit yaşam şekline sahip olan insanların kompleks ve olduğundan farklı yaşamaya çalışan bireylerden daha mutlu olduğunu gösteriyor. Bir banka beni ısrarla arıyor, bankamız size 200 bin lira kredi tanımlamış, şubemize gelin kredinizi alın diyor. İyi de benim şu anda krediye ihtiyacım yok, alıp ne yapayım diyorum. Nihayetinde verdiğiniz krediyi geri isteyeceksiniz, durduk yerde kredi alıp neden kendi refahımı kısa süreliğine artırmak için gelecek 5-10 yılı heba edeyim diyorum. Eğer bir iş yapacaksam, yatırımım varsa ve işimi büyüteceksem, bunun sonucu olarak da ilave gelir sağlayacaksam elbette kredi alırım ancak durduk yerde neden kredi alıp kendimi krediyi geri ödeyeceğim diye sıkıntıya sokayım. Günümüzde benim gibi düşünenler olduğu gibi kendini kaz gibi hisseden insanların varlığı borsa oyunları, kripto para, hileli iflas, aldığını ödememe, başkalarını aldatma gibi envai çeşit insanları aldatma yöntemlerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Oysa sosyal medya basit yaşamın değil, hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun anlayışının alabildiğince topluma boca edildiği mesajlarla dolu. Belki de benim gibi belirli bir yaş düzeyine ulaşmış kişilerde doygunluğun verdiği rahatlık sonucu özellikle gençleri anlayamama durumu söz konusu olabilir. Ancak inanıyorum ki çok paraya sahip olmak değil, mutluluğa sahip olmak üzere yaşam felsefesini değiştirenler mutlu olur. Nihayetinde para bir araçtır. Bunun amaç haline döndürülmesi sahibine dert ve sıkıntı vermenin ötesinde bir işe yaramaz. Daha fazla para elde etmek için tüm insani değerlerin çiğnenmesi kısacık insan ömründe değmeyecek kadar gereksiz bir davranış biçimidir. Ancak bir günün beyliği beylik anlayışında olan insanların varlığı bu türden sahtekarlıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Hızla yalnızlaştırılan ailelerin etik davranışları gözardı etmesi, para için herşeyi feda etmesinden kaynaklanmaktadır. Toplumda bu türden zayıf karakterli insanlar giderek artmakta. Zaten küresel dünyanın geleneksel yapıyı bozarak aileleri, virüs salgını sonrasında da aile içinde bireyleri yalnızlaştırmasının altında yatan neden budur. Böylece yalnızlaşan insan kolayca istenen formatta eğitilerek kullanılabilir duruma gelecektir.