Hoş görünüşlü, güzel ötüşlü bir kuş türü olan ibibik kuşu, ilginç karakteri ile birçok yerde benzetmelerde kullanılmıştır. Bu kuş dini metinlerde, edebiyatta, sanatta, hatta bilimde bile diğerlerinden kolayca ayrışmıştır. Kuş, güzel görünüşlü olduğu kadar hoş ötüşü ile de dilbaz bir özellik gösterir. Hatta dini metinlerde tasvir edilen güzel kuşlara (anka, hudhud kuşu gibi) benzetilir. Süleyman peygambere kuş dilini öğrettiği onun haberleşmesini sağlayarak, ona ulaklık yaptığı da rivayet edilir. Buna karşılık kuşun karakteristik yapısı günümüzde birçok meslek ile de ilişkilendirilebilir. Genelde kandırma amaçlı birçok kişiye ibibik kuşu benzetmesi yapılır. Onun gibi güzel görünüş, lafazanlık gibi sürekli değişken mod ile herkes kolayca kandırılabilir. Hatta bir deyim bile vardır. Sürekli söylenme ile “ibibik ettirdin” deyimi buradan çıkmıştır. Kuşun görünümünden çok karakteristik yapısı önem kazanmıştır. İbibik kuşunun yuvası diğer kuşlara nazaran çok kötü kokar, bu nedenle sürekli yuva değiştirir. Yine de her gittiği yeri pislediği, kokuttuğu için yuva değiştirmesi onun kötü karakterini gizleyemez. Günümüzde de birçok alanda, işte, fikirde ve siyasette buna benzer davranışlar görülebiliyor. Kuşun aracılık yaparak her iki tarafa laf taşıdığı buna göre de Süleyman peygamberin elçiliğini yaptığı kaynaklarda belirtilmektedir. Hatta kaytarıcı olduğu, zaman zaman yalan söylediği, çok ötmesinden dolayı da diğerlerine üstünlük tasladığı da görülmektedir. Atalarımız bu nedenle çok güzel söylemiş, çok laf yalansız, çok para haramsız olmaz diye. İbibik kuşu da çok ötmesine, güzel görünümüne karşılık kötü karakterli olması nedeniyle pek sevilmez. Buna karşılık İsrail devletinin medeni kanununda “yaban horozu” olarak adlandırılarak eti yenmeyecek kuşlar arasına alınmıştır. İsrail devletinin resmi kuşu olarak 2008 yılında tescil edilmiştir. Yahudiler arasında bir mezhep olan Karaîler, bu kuşun tavuk ile karıştırılmasından dolayı sadece kuş değil, tavuk yenmesini de haram kabul etmiştir. Önce de belirttiğim gibi nefis görünümü, harika ötüşü olan bu kuşun neye benzediği ile ilgili birçok tevatür de ortaya atılmıştır. Karakteristik özelliği ise çok kötü kokan yuvasıdır. Bunda hemen her şeyi yemesinin etkisi var mıdır bilinmez ancak kuşun hem etobur hem de ot obur olmasının bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. Hemen her kuşun yuvası kokar ancak bu kuşun yuvası öylesine pis kokar ki her zaman yuva değiştirme ihtiyacı duyar. Aynı yuvayı yeniden kullandığına dair bir bilgi yoktur. Yani sürekli yer değiştiren, her gittiği yeri pisleyen, görüntüsü ile zıt bir kuştur. Eminim insanlar arasında da buna benzer kişiler vardır. Mesela ünlü dolandırıcı Selçuk Parsadan işi öylesine ilerletmiştir ki zamanın Başbakanını bile dolandırmıştır. Benzer özelliklerde olan onlarca insan aramızda bulunmaktadır. Kuş, yiyeceğinde bir ayrım yapmadığı için bulduğunda ot tohumları, kökler benzeri bitkisel kaynaklı besinlerle beslenebildiği gibi böcek, sinek hatta kurbağa gibi haşeratla da beslenebilmektedir. Uzun gagaları nedeniyle kolayca yeri, ağaç kovuklarını, bataklık gibi her yeri deşebilmektedir. Bu durum ne bulursa ondan beslenen insanları anımsatıyor. Hepimiz biliyoruz ki inancın temeli beslenmeden geçer. Haram yenen yiyeceklerle beslenenlerden helal işler beklemek çok doğru olmasa gerek. Bu nedenle Hz. Mevlâna Türbesinde birçok yerle birlikte Mutfak kısmı da ziyaret edilebilmekte, burada yiyeceklerin nasıl hazırlandığı gösterilmektedir. Zira inanç gereği haram lokmadan uzaklaşmak için en az 40 gün helal gıda ile beslenmek zorunluluğu vardır. Ancak ondan sonra ibadetlere başlanabilmekte, bundan sonra da helal yiyecekler aranmaktadır. Biliyoruz ki Dünya bir düzen içinde varlığını sürdüre gelmektedir. Bu düzenin en önemli kaynağı ise dengedir. Dengeyi korumanın temeli ise helal ve harama özen göstermektir. Elbette ibibik kuşu misali de yaşanabilmekte, diğer kuşlar gibi de yaşanabilmektedir. Tercih doğrudan ve ilkeli yaşamdan yana olmalıdır. Çünkü bu şekilde bir yaşama biçimi hem bu dünyada hem de ahirette mutlu yaşamanın anahtarını vermektedir.