Havaalanları

Mithat Direk

Hemen her yere yapılan ve yapılmaya devam eden modern ulaşım sisteminin merkezi olan havaalanları, bir şehre, kültüre, medeniyete ya da ülkeye girişin kapılarıdır. 30 yaşında iken tanıştığım havaalanları bir dizi katı kurallar içeren, bu kuralların uyulmaması ile adeta içeri girilmesi mümkün olmayan yerlerdir. Bunun örneğini bir felaket anında içeri girilip /girilmemesinin nasıl bir rezalete döndüğünü Afganistan’dan kaçmaya çalışan kişilerde gördük. İçerisi / dışarısı ile sistemlere uyulduğunda keyifli, uyulmadığında cehennem gibi yerlerdir. Aynı zamanda havaalanları o şehrin, ülkenin elitlerinin görgü, bilgi ve davranışlarının da gözlemlenebildiği yerlerdir.

Bugüne kadar belki 100 farklı havaalanından geçtim, kaldım ya da yattım, kalktım. İçlerinde çok kötüler olduğu gibi modern, sevimli hatta orada olmaktan keyif alınan yerler de var. Mesela, Singapur’da Changi Havaalanı dünyanın en iyileri arasında gösterilmekte. Ne özelliği var diye düşünürken, orada geçirdiğim sürede havaalanında yaşadıklarım, gördüklerin geldi gözümün önüne. Elbette yurt dışlarına çıkışlarda sıklıkla kullanılan İstanbul havaalanı. Yine bir seyahatte zaman bol olunca havaalanını ve içindekileri inceleme fırsatı buldum. İlk yurtdışına çıkışta gördüğüm Zürih Havaalanının birkaç katı büyüklükte olan İstanbul Havaalanında oturup insanları inceledim. Yaşlısı, genci, çocukları, engelliler, beyefendi olanlar ile serseri olanlar. Renk renk, çeşitli cinsiyetlerde insanlar. Sorumsuz olanlar, kendisini buranın sahibi gibi görenler, uyuyanlar, uyanıklar, üç kağıtçılar. Acaba bu insanlar nasıl vize alabilmiş dediğim kimseler. Bi dolu insan kalabalığı içinde buranın çalışanı olan asıl insanlar. Eskiden otobüslerle seyahat ederken gördüğüm otogar manzaralarından çok da farklı değil. Otogarlarda sabahçı kahveleri vardı, burada da 7/24 yaşayan bir sistem ve bunun kesintisiz devamı için gayret gösteren çalışanlar. Gündüzleri çok fazla yapay ışıkların olmadığı ancak gecelerinin devasa aydınlatma sistemleri ile donatıldığı havaalanları. Işıl ışıl mekanlar, oradan oraya koşturan insanlar, kimisi miskin miskin dolaşan, kimisi grup olarak bağımsızlığını ilan etmiş olanlar. En büyük kalabalıklar, ücretsiz internet ve şarj ünitelerinin olduğu yerlerde. Eminim çalışanlar kimin ne olduğunu bilirler. Eğer temiz değilse kesin Ortadoğu ve Afrikalıdır. Temiz, düzenli ve kurallara uyuyor ise Avrupalılar. Son zamanlarda gördüğüm insan kalabalıkları içinde yalnızlaşan insanın geldiği noktayı göstermesi açısından havaalanları laboratuvar görevi yapıyor. Elbette bu kadar çok insanın bulunduğu yerlerde temizlik ve hijyenin sağlanması çok zor. Bu bakımdan tuvaletler iyi bir gösterge. Ancak ne hikmetse İstanbul Havaalanında klozet tabir edeceğimiz alafranga tuvaletler yaygın. Varsa 1 ya da 2, o da sonradan yapıldı, alaturka (klasik) tuvaletler. Eski bir atasözünü hatırlatıyor, “oturduğu ahır sekisi çağırdığı İstanbul türküsü” bakımından tam bir rezalet. Öncelikle neden tuvaletleri klozet (alafranga) yaptılar, anlamakta ciddi güçlük çekiyorum. Zira bu tuvaletlerde hijyeni ve temizliği sağlamak hemen hemen imkânsız. Oysa çok daha pratik ve kullanışlı olan alaturka (klasik) tuvaletlerin temizliği daha pratik ve kolay. Diğer ve önemli bir husus da havaalanı fiyatlarıdır. Geçen yıl Moğolistan’da Cengiz Han Havaalanında gördüğüm zincir marketlerin de burada faaliyet göstermesi ve su fiyatlarının dışarısı ile aynı olduğuydu. Bakü’de Haydar Aliyev Havaalanında bulunan kütüphane kafeleri çok beğenmiştim. Zamanı olan ve orada burada amaçsızca ve düşüncesizce dolaşan insanlar için nefis bir durak olarak kitap kafeler oluşturulmuş. Buralara da her dilden ve her özellikte kitapları dizmişler, hem çayınızı içerken burada vakit geçiriyor, hem de kitapların o büyülü dünyasına gidebiliyorsunuz. Tüm bunlar yolcuların olduğu kısımlarda olan ve görünen kısımlardı. Bir de bunun görünmeyen bölümleri var ki o ayrı bir yazı konusu olur. Uçakların uçuşa hazırlanması, boşaltılması, temizlenmesi ve personelin buna uyumu gibi çok sayıda görünmeyen işlemler süregelmekte. Ve işin ilginç tarafı ise tüm bunların herhangi bir aksamaya izin vermeyecek/verilmeyecek şekilde düzenlenmesidir. Ne diyelim her işin kendine has bir özelliği olarak havaalanlarının da kendine göre özellikleri var. Havaalanlarının da birbirine benzeyen, benzemeyen birçok özelliği bulunmakta. Bunun en belirgin özelliğini de günümüz insanının durmadan ve bıkmadan tüketme isteği olarak görmek mümkün.