Alman yazar Erich Scheurmann tarafından kitaplaştırılan Samoa halkı reisi Tuavii’nin halkına yazdığı mektuplardan oluşan Göğü Delen Adam (Almanca özgün adı Der Papalagi) kitabında, “Eğer insan çok fazla şeye ihtiyaç duyuyorsa, bu büyük bir yoksulluğun göstergesi” der. Kitap genel olarak, Avrupa'daki yaşam biçimine olumsuz bir eleştiri niteliğindedir. Kitapta birçok kez geçen "papalagi" terimi, beyaz adamın ansızın Samoa adasına çıkagelmesini anlatmaktadır. Büyük Okyanusta kendi halinde bir yer olan Samoa adasına bir gün ansızın beyaz adam çıka gelir. İşte ne olduysa bundan sonra olur. Adadaki hayatın beyaz adam sayesinde değişmesi ile insanlar daha fazlasını isteyerek, daha fazlasının istenmesini sağlayarak halkın yaşamı mutsuzluğa doğru değişir. Günümüzde de en başta sorgulanması gereken konu budur. Arkadaşlık, aile, dijital dünya, iş, okul kısacası çevremize karşı duyarsızlaştığımız, dilimizin giderek kötüleştiği, kendi öz kültürümüzün her geçen gün biraz daha yok olduğu bu günlerde sorgulanması gereken konu daha fazlasını istemektir. Kaliteli bir insan olmak nedir? Ya da Tolstoy’un ünlü hikayesinde “İnsan ne ile yaşar” başlığı ile anlattığı hikâye, bunun için ne anlam taşımaktadır. Hikâyede insan olmanın erdemi, buna ulaşmak için yapılması gerekenler anlatılmaktadır. Bu nedenle insanın öncelikle saygılı olması, insanı insan olduğu için sevmesi gerekir. Hz. Mevlâna deyişi ile insana CAN olarak bakmak gerekir. İkincisi ise tatlı dil kullanmalı, ötekileştirici, aşağılayıcı, hakaret edici söylemelerden kaçınılmalıdır. Bu bakımdan Fransızlar söz söylemeden önce 7 kez düşünmek gerek der. Üçüncüsü ise sorumluluk sahibi olmak, sorumluluk almaktan kaçınmamak gerekir. Sorumluluk sahibi insan kendini kontrol edebilen, hayattan keyif alırken yapması gerekenleri diğer insanlara ve canlılara zarar vermeden yapabilen, yaşamı seven ancak yaşamı çevresi ile (canlı ve cansız) sevebilen insandan oluşmaktadır. En zor olan ise zamanın değerini bilmek ve onu doğru kullanmak yani doğru değerlendirmektir. Bunu sadece kendi zamanı ile değil diğerlerinin de zamanı olarak görmek gerekir. Zamanı doğru kullanan insanlar hem kendi hem de diğerlerinin hayatına olumlu katkıda bulunur. Bir insanı saatlerce bekletmek doğru bir davranış değildir. Bu bakımdan yaşamın bir kısmını da planlama ile geçirmek herhalde doğru bir davranış biçimi olsa gerekir. Hele bir başlayalım, nasıl olsa yolda düşünürüz türü davranışlar zaman israfında neden olur. Hayat, sizi anlamayan, size değer vermeyen insanlara fazladan bir saniye ayırmak için bile çok kısa. O yüzden insanların değil, kendi ihtiyaçlarımızın peşinden koşmak gerekir. Bunu yaparken herşeyin çok olmasını değil, yeterli olmasını hedeflemek doğru bir davranıştır. Yeterince olması çok olmasından iyidir. Herşeyin aşırısı kişiyi yolundan saptırır. Rahmetli Vehbi Koç 94 yaşında vefat ettiğinde, bu kadar uzun ve sağlıklı yaşaması üzerine birçok yazı yazıldı. Bunlardan birisi de sigara ile ilgiliydi, rahmetli hergün sadece 3 adet Maltepe sigarası içer ve asla bundan fazlasını içmezmiş. Görüldüğü gibi sinirlerine hâkim olmak yanında çok olanı değil dengeli ve yeterince olanı seçmek en güzelidir.