Klasik deneydir, akıl hastalarının tespiti için küvet su ile doldurduktan sonra orada olan kişiye 3 şey verilir. Kova, kepçe ve su bardağı bunlardan hangisi ile küvetteki suyu boşaltırsınız diye sorulur. Kişi elbette bunlardan daha büyük ve kullanışı olan kovayı tercih eder. Ancak hangisi ile küveti boşaltmayı denerseniz deneyin, belli ki akıl hastası değilsinizdir ancak aklınızı kullanmayı bilmiyorsunuzdur. Akıl küvetin tıpasının çekilerek boşaltılmasını gerektirir. Buna feraset denir. Bu nedenle aklını kullanmayı becermek, sadece aklını kullanamayan (deli) insanların sorunu değildir. Akıllı insanlar alternatif çözümleri de bulabilen, bunu kullanmayı tercih edenlerdir. Size sunulan seçenek her zaman doğru olmayabilir. Gerçek akıl bize sunulan seçenekleri seçmek değil en uygun çözümü bulabilmektir. Bu bakımdan bilimden faydalanılır. Zira bilim şüphecidir. Bilimin bu şüpheciliği sayesinde alternatif çözümler ortaya çıkar. Bilimin her gösterdiği ya da söylediği doğru mudur? Elbette mevcut koşullar altında ya da daha küçük parçalar halinde ortaya çıkan sonuçlar doğruyu verir. Ancak hemen herkes bilmektedir ki hergün yeni bir dünya kurulmakta, hergün yeni bir başlangıç yapılmaktadır. Dolayısıyla her yeni gün değişkenlikler içerir. İşte akıl burada devreye girmektedir. Zaten kutsal kitabımız Kuran da aynısını söylemez midir? Birçok ayet akletmez misiniz? ile biter, insan ile diğer canlıları ayıran fark da buradadır. İnsan değişen ve gelişen hemen her koşula göre aklederek çözümler bulurken, diğer canlılar çaresiz kalmaktadır. Her ne kadar diğer canlıların da kendine göre davranışları olsada bunun çözümünü ve zorluklarını aşmasını bilemezler. Bu nedenle akıl insana verilmiş en büyük nimettir. Akıl böylesine büyük bir nimet ise neden bu aklı boş ya da zararlı konularla doldururuz. Bence en akıllı kimseler hırsızlardır. Birşeyi başkasından izinsiz almanın ismi hırsızlıktır ve bunu zeki insanlardan başkası yapamaz. Öyleyse insan neden hırsızlık yapar? Bu da insanın kendi doğasında olan bir özelliktir. Zira insan her zaman kolayı zora tercih eden, kısa yolu uzuna tercih eden bir canlıdır. Yani tembeldir. Bu bakımdan en kısa en kolay yolu denemesi de normaldir. Aynı şekilde tembel insanlar da zekidir. Aklı fazla olan insanlar zeki olarak adlandırılır. Madem zeki, neden tembeldir öyleyse? Görüldüğü gibi insanın gizem dolu aklını kullanması bunu faydalı iyi işlere yöneltmesi eğitim ile mümkün olur. Eğer eğitimi bu tuzaklardan arındırmak mümkün olsa (tembellik ve hırsızlık) zekâsı normal ve normalin üstü olan insanlar ile ilerlemek, gelişmek daha müreffeh bir yaşama ulaşmak çok kolay olur. Gelişmiş ülkelerde bu nedenle iki şey tembellik ve hırsızlık şiddetli biçimde cezalandırılır. Bugün gelişmiş olarak adlandırılan batılı ülkelerde en büyük ceza yalana verilmektedir. Hırsızlık en ağır suçtur. Tembel insanların ise yaşamak için bile şansları yoktur.