Bugün yazıma gazetelerden aldığım bir haberle başlamak istiyorum.
Hükümet meclis başkanlığına kapsamlı sansür paketi içeren bir yasa teklifi sundu… Yeni internet yasasına göre; başbakanı eleştiren site 4 saat içinde kapatılacak. “Bu kadarına da pes doğrusu” deyip demeyeceğinizi bilmiyorum.
Daha önce bazı internet siteleri hükümet eliyle kapatılmıştı. İnanılmayacak kadar çok site şu anda kapalı. Bu yasaklı sitelere şu ya da bu şekilde girilebiliyormuş. Hatta bazı sitelerde yasaklı sitelere girebilmek için programlar bulunuyor. Yani siteleri yasaklamak ve kapatmak bir çözüm getirmediği gibi ortada olup bitenlerin halktan saklanması da başarılamamış. Oysa her saklanılan şey bir gün olur ortaya çıkar. Günümüzde çok hızlı iletişim teknolojisi varken neyin ne kadar saklanılacağını düşünmek bile gülünçtür.
Anayasa’nın haberleşme özgürlüğü ile ilgili 22.düşünce ve kanaat, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile ilgili 25- 26- 27- 28.maddeleri ve 5680 sayılı Basın Yasası’nın. 1.maddesi ile çelişen bu sansür girişimi meclisten nasıl geçecek? Bu maddelerle ilgili yan maddeler olmakla birlikte; başbakanı, hükümeti eleştiren internet sitesinin ya da herhangi bir haberleşme, yayın ve iletişim organının kapatılacağı, yasaklanacağı hakkında bir madde yoktur. Olmaması gerekir, olamaz da. Çünkü demokratik yönetimin ana kuralı böyledir. Demokrasilerde hükümetler ve devlet yönetiminde bulunanlar yerine göre övülür de, eleştirilir de. Sadece basın yayın organları değil, Her vatandaş da yasal olarak bu hakka sahiptir. Her vatandaşın bireysel ya da toplu olarak düşünce ve kanatlarını her türlü iletişim araçlarıyla, her şekilde yayma, açıklama özgürlüğü vardır.
Mademki hükümet internet sitelerini devlet açısından sakıncalı buluyor, o zaman; Türkiye düşmanlığı, Türk düşmanlığı, siyasal dincilik, etnik bölücülük, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı yapan yüzlerce site var. Bunlar 7 gün 24 saat siyasal dincilik üzerinden şeriat devleti bir Türkiye oluşturmak, etnik bölücülük yapmak için canla başla çalışıyorlar. Tarihi alt üst edip; Türklere saldıran, Kurtuluş Savaşı’nı ve bu savaşın komutanlarını hor görüp, onlara yüzlerce iftira atan internet siteleri de çok. Bütün tarikatlar da internet sitelerinde cirit atıyorlar. Üstelik bu sitelere şifresiz falan doğrudan girilebiliyor. Bunları karartmak ya da kapatmak hükümetin hiç aklına gelmezken başbakanı ya da hükümeti eleştirenlerin internet sitelerini kapatmak hangi mantığa sığar?
Bakınız Voltaire ne diyor? “Halktan saklanması gereken gerçekler vardır diyenler hiç telaşlanmasınlar. Halk bir şey okumaz. Haftanın 6 günü çalışır, 7.günü meyhaneye gider.” Bizimkilerin iş bulup çalışabilenleri hafta sonları meyhaneye gidemiyorlarsa da haftanın 7.gününü ya televizyon ya da bilgisayar başında laklakla geçiriyorlar. İşsizlerin işi de zaten laklak ve okey oynamak. Tam da Voltaire’nin tanımladığı gibi. O zaman hükümetin internet üzerinden yasaklı, kapatmalı önlemler almasına hiç gerek yok! Sanki çoğunlukta ciddi bir okuma yazma, araştırma, soruşturma merakı var!
Hükümetin internet siteleriyle olan asıl sorunu; özgürlüğü kısıtlama üzerinedir. Sorun hükümetin eleştirilere kapalı olması sorunudur.
Yazarla iletişim GSM. 05053214840