Gazap Üzümleri ilk kez 1939 yılında yayımlandığında bütün ilgileri üstüne çekti. Yazarı John Steinbeeck’e ün ve Pulitzer ödülü kazandıran bu romanda anlatılan olaylar Amerika’da çok tartışıldı. Daha sonra başka ülkelerin dillerine çevrilen bu romanı okuyan; kapitalistler de alt tabaka insanları da, büyük- küçük toprak sahipleri de çok düşündüler. Çünkü bu romanda geçen olaylar bütün toplumlardaki her kesimden herkesi anlatıyordu. Olaylar Amerika’da geçmesine karşın, sorun bütün insanların sorunuydu. 1940 yılında filmi de çekilen Gazap Üzümleri’nin hem romanı hem filmi “kapitalizmin korkunç yüzünü gösterdiği için” Amerika’da yasaklandı. Yazarı John Steinbeck ve film yapımcısı ölümle tehdit edildiler, haklarında soruşturmalar açıldı. Roman ve film boykotlarla karşılaştı, para babalarının baskılarıyla yasaklandı ama sonraki yıllarda her şeye karşın Amerika’da okullarda okutulması zorunlu olan kitaplar arasına girmeyi başarabildi. Sovyet Rusya da hem romanı hem filmi yasakladı.7 hafta gibi kısa bir sürede çekilen film 1941 yılında Oscar ödüllerinden ikisini aldı.
77 yıl önce yayımlanan Gazap Üzümleri’nde anlatılan olaylar; bu gün yerkürenin birçok yerinde, hatta hemen her yerinde yaşanıyor. Kapitalist- liberal düzenlerle, baskıcı, komünist, faşist düzenler yıkılıp demokratik ve adaletli düzenler kurulmadıkça toplumların ezen ve ezilenleri de olacaktır.
1930’lu yıllarda Amerika’da korkunç bir ekonomik çöküntü yaşanmaktadır. Kıtlık ve ekonomik çöküntü yüzünden Küçük toprak sahipleri bankalara borçlanmış ve borçlarını ödeyememişlerdir. Toprak ağaları bankalar aracılığıyla çifçilerin bütün mülklerine el koymuştur. Aç ve işsiz kalan çiftçilerin tek umudu “taşı toprağı altın” olarak tanıtılan California’ya gitmektir. Oysa California işçilerin ucuz iş gücüyle sömürülüp, iş sahiplerinin bol para kazandıkları bir bataklıktır. İşsizlik, açlık ve yoksulluğu kendileri için kazanç kapısı yapan büyük toprak sahipleri işsiz yoksulları adam yerine bile koymamaktadır.
Adam öldürmekten hapse giren Tom Joad cezasını çekip ata yurduna dönünce korkunç gerçekle karşılaşır. Bütün işsiz çiftçi aileler gibi kendi ailesi de göç hazırlığı içindedir. İki kardeş aile ve eski papazın da arallarında olduğu 12 kişilik aile kırık dökük bir kamyonetle yola çıkarlar. Büyük baba ve büyük anne yolda ölürler. İş bulma ümidiyle gittikleri kamplarda rezillik, yoksulluk ve sömürüden başka bir şey bulamadıkları için devlet kampına giderler. Kampta eski papaz polisler tarafından öldürülür, Tom’da bir polis öldürür. Tom gizlice kamptan kaçar ve olaylar böylece sürer.
Kapitalizm her yerde aynıdır. Kapitalistlerin tek derdi alt tabakaların her sorununu kendi çıkarına çevirebilmektir. Vahşi kapitalizm de denilen bu sistemin orman yasalarından pek farkı yoktur. Çünkü bu sistem içinde salt güçlü olan yaşayabilir. Bu sistemde devlet denilen aygıtın görevi; belirli ve güçlü bir sınıfın ortaya çıkmasını sağlamak, onları korumak ve sistem içindeki devleti de onlara korutmaktır. Bu yüzden, olan alt tabakalara olur; çalışan, emek veren, askerlik yapan, vergi veren onlardır ama gelir paylaşımında yine en alttadırlar.
Tunuslu bilgin İbni Haldun, günümüzden 600 yıl önce yeryüzünün bütün ülkelerini dolaşarak yönetim ve ekonomik sistemlerini inceleyip ünlü kitabını yazmış birisi olarak; toplumsal katmanları üretici, imalatçı, tüccar ve devlet olmak üzere 4 sınıfa ayırmıştır. Üretici kendi karnını doyurur artanını tüccara satar. İmalatçı da tüccara çalışır. Tüccar çalışmadan paraya para kazandırıp üretici ve imalatçının sırtından geçinir, Bu üç katman devlete vergi verirler. Devlet hiç çalışmadan yalnızca toplum içindeki katmanları korumak için vergi alır. Oysa devletin koruduğu katman yalnızca tüccar katmanıdır. Ona göre en asalak olan devlettir ve halk kendi işini kendi görebileceğinden devlete hiç gerek yoktur. 600 yıl öncesinin kapitalist- liberal toplumsal yapı sistemi böyledir. Bu gün ise ilkel- vahşi kapitalizm aynı sistemin içinde yaşarken, ilkel ve vahşiliği aşabilen kapitalist toplumlarda halk katmanlarının yasalar çerçevesinde hak ve özgürlükleri olmasına karşın, çoğu toplumlarda uygulanıp uygulanmadığı tartışmalıdır.
Son olarak; okurlarımdan bir isteğim var. Gazap Üzümleri’nin Sel Yayınları tarafından yeni baskıları yapıldı. Bulabilirseniz Remzi Kitabevi’nin yayımladığını okumanızı öneririrm. Kitap okumayanlar bilgi sunar film sitelerinden Gazap Üzümleri filmini mutlaka izlesinler.