Çatalhöyük kazılarında ortaya çıkan bilimsel verilere göre; Konya tarihinin şimdilik on bin yıl öncesinden başladığı kabul edildi. Bu tarihleme, tarih ve uygarlık hakkında bütün bilinenleri alt üst edip bütün ezberleri bozdu. Ve son yıllarda yapılan ciddi araştırmalarla büyük uygarlıkların Orta Anadolu’da başlayıp yeryüzüne dağıldığı kanıtlandı. Böylece Yunan- Helen, Roma ve batı uygarlığının temellerinin boş olduğu ortaya çıkarıldı ve bu tezler tamamen çürütüldü. Hemen- hemen bütün büyük uygarlıkların altından atalarımız olan Orta Anadolu’nun yerli halkları Ön Türkler çıktı.
Eminim ki, bundan sonra yapılacak ciddi araştırmalar Konya tarihinin kökenini yirmi bin- otuz bin yıl öncesine götürecektir. Çünkü Konya ve Orta Anadolu topraklarında tarihin kaba taş devri ciddi bir şekilde araştırılmamıştır. Çatalhöyük kazıları yeni taş devri ile maden devri arasında bir geçiş dönemini ortaya koymuştur. Oysa insanların mağaradan çıkışları en az yirmi bin yıl öncesinde olmuştur. Bütün tarihçiler insanın mağaradan çıkışının en az yirmi bin yıl öncesinde olduğunu bilirler ve genel kabul bu yöndedir. Pekiyi o zaman Sille, Kilistra, Ihlara, Zelve gibi yerlerdeki mağara yerleşimlerinin, yer altı şehirlerinin düğümleri nasıl çözülebilecek? Tarihçiler buraların tarihlerini iki ile dört bin yıllık bir tarihle sınırlamakla yetindikleri için çözemiyorlar. Ancak ön yargılı düşünülmezse, ciddi çalışmalar yapılırsa çözebilecekler. O zaman da Orta Anadolu’da tarihin (belki) yirmi bin-otuz bin yıl öncesine dayandığı ortaya çıkacak!
Bakınız bu tarihlemeye bir de başka açıdan bakalım. Çatalhöyük’ün yaşı yaklaşık on bin yıla tarihlenmiştir. Çatalhöyük halkının Hititler ya da Ön Hititler olduğu çoğu yerlerde yazıldı, konuşuldu. Hatta kabul de edildi. Oysa tarihçilerin de çok iyi bildikleri gibi; Hititlerin tarih sahnesine çıkışları İÖ. 2000- 3000 yıllarına rastlar. Çatalhöyük tarihi yaklaşık on bin yıllıksa burada yaşayanlar Hititler ya da ön Hititler değil, kökü daha eskilere dayanan bir toplum olmalıdır. Belki bu halkın adı konmamış olabilir; ama Ön Türk oldukları kesinlik kazanmıştır. Çünkü bugün Çumra’da yaşayan ailelerden alınan DNA örnekleri Çatalhöyük kazılarında bulunan kemiklerden alınan DNA örnekleriyle karşılaştırılmış ve büyük ölçüde birbirleriyle uyuştukları görülmüştür. Bunları Çatalhöyük’te çalışan bilim insanları açıkladılar.
Göbekli Höyük ve Boncuklu Höyük kazılarından da buna benzer çok şeyler ortaya çıktı, daha da çıkacak.
Yer kürenin neresinde insan yaşamışsa, neresinde bir uygarlık görülmüşse; bunun temeli, tohumu, kökü Konya ve de Orta Anadolu topraklarındadır. Yerkürenin öteki ucunda olan Amerikan yerlileri de, Afrika’nın kara derili yerlileri de, Asya’nın, Avrupa’nın kültür ve uygarlıkları bile Anadolu’nun bu kök kültür ve uygarlığının içinden çıkmıştır. Bunların çoğunun ataları da ya Türk’tür, ya da Ön Türk’tür.
Evet, 1071 sonrası Orta Asya göçlerinden önce de Anadolu’da Türkler vardı. Anadolu’nun ve dahi Konya’nın yerli halkı ezelden beri öz be öz Türk’tür. Bu yerli halk ezelden beri Türkçe konuşup, Türkçe yazar. Artık kanıtlandı ki; yazıyı Fenikeliler değil Sümerler bulmuştur. Sayın Muazzez İlmiye Çığ bunu kanıtlamıştır. Ali Dinçol, Kazım Mirşan, Haluk Tarcan, Kazım Memiş gibi ömrünü tarihe adamış bilim insanları da bu konuda tartışmayacak kadar kesinliği olan kitaplar yazmışlardır. Bu bilim insanları tarafından yazının İÖ. 16 bin yıllarında Ön Türkçe olarak ortaya çıktığı da kabul edildi.
Bazıları bunu Atatürk’ün güneş- dil teorisinin ortaya attığı ve tarihçilerden kabul görmeyen saçmalıklar olarak değerlendiriyorlar. Bu saçmalık değildir, bilimin, tarihin ortaya çıkardığı bir gerçektir. Atatürk bunları biliyordu ki; daha derinlemesine incelenmesini, araştırılmasını istemişti. Irkçılık yapmak, bir ırkın diğer ırklardan üstünlüğünü kanıtlamak ya da arı duru bir Türk toplumu yaratmak için değil; gerçeklerin ortaya çıkması için bu konulara ağırlık vermişti. Çünkü kendisi bunların böyle olduğunu biliyordu ve bilim insanlarınca da kanıtlanmasını istiyordu. Ama o dönemde Türklüğünden utanan bazıları bu konuların önünü tıkayınca bu çalışmaların arkası gelmedi. Türklük Cumhuriyetle anlam kazandı. Türkler cumhuriyetten sonra ulus bilincine ulaşabildi.
Ben Anadolu'da yaşayan herkesin arı duru Türk olduğunu iddia etmiyorum. Çünkü büyük göçlerle Anadolu'da yaşayanlar bulamaç olmuşlardır. Türkiye'de ırk mozaiği vardır ve bu da güzel bir şeydir.