SYLVIA PLATH VE GÜNLÜKLER KİTABI

Mehmet Gündoğdu

Sevgili okuyucularım, bu gün sizlere 30 yıl gibi kısa bir yaşama birçok kitap sığdırıp, birçok ödüller alan ABD’li yazar-şair Sylvıa Plath’ın Günlükler isimli kitabını tanıtmaya çalışacağım. Çağdaş dünya edebiyatının yazarları arasında bulunan Plath, özgün bir yazar; kitapları da etkileşim ve öykünmelerden uzaktır. Neden yazdığını yazarın kendisi yazmış; “Sadece içimde susmak istemeyen bir ses olduğu için yazıyorum.”

Yazarın 30 yıllık yaşamının son iki yılını anlatan Günlükler isimli kitabı, bir roman tadıyla okunabilecek niteliktedir. Sayfaları çevirip okudukça; özgün bir yazarın iç dünyasına, sıkıntılarına, çaresizliklerine, bunalımlarına, edebiyat karşısında dik duruşuna tanık olacaksınız.

Kitabın arka sayfasından: “Benim hayatımın amacı ne, onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün insanlar olamayacağım ve yaşamak istediğim bütün hayatları yaşayamayacağım. Kendimi, istediğim bütün becerileri edinecek kadar eğitilemeyeceğim. Bunları neden istiyorum? Hayatımda mümkün olan zihinsel ve fiziksel tecrübelerin tüm renklerini ve çeşitlerini tatmak ve hissetmek istiyorum. Ve korkunç derecede sınırlıyım… Uğrunda yaşayacağım çok şey var, yine de anlaşılması mümkün olmayacak kadar hasta ve üzgünüm.”

Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısı: “Sadece otuz yıl yaşadı Sylvia Plath ve bu otuz yıla fırtınalı bir hayat ve unutulmaz eserler sığdırdı. 1963 yılında hayatına kendi eliyle son vermesinden sonra eşi Ted Hughes’un büyük kısmını sansürleyerek ilk kez yayımlattığı Günlükler, yıllar sonra özgün haliyle yayımlanmıştı… Günlükler, bu özgün yazarı tanımak ve yapıtlarını daha iyi anlamak isteyenler için eşsiz bir başvuru kaynağı, hayranları için bir başvuru kitabı.”

 

***

 

1932’de Boston’da doğan Plath  8 yaşındayken ilk şiirleri yayımlandı. Manik- depresif bozukluğu ömür boyu yakasını bırakmadığından birçok intihar denemeleri yaşadı. İlk üniversite öğrenim yıllarında bir intihar denemesinden sonra bir akıl hastanesinde bir süre tedavi gördüyse de hastalığı ömür boyu sürdü. 1956 yılında şair ve öykücü İngiliz Ted Hughes’le tanışıp evlenirler. Bir süre sonra Londra’ya taşınırlar. Plath İki çocuk annesi olur. Eski ve köhne bir eve taşınırlar. Birçok şiirini ve günlüklerini bu evde yazar. Eşi Ted, komşularının şair ve sorunlu karısı ile aşk yaşamaya başlayınca evlilikleri biter. Plath gizemli şiir ve düzyazılar yazdıkça yaşamdan beklediğini bulamayarak ölümü seçer. Uyumakta olan çocuklarının yiyeceklerini yanlarına bırakıp odanın kapısını izole ettikten sonra başını fırının içine sokarak gazı açar. Böyle acı bir intihardan eşi sorumlu tutulmuşsa da eşi suskun kalır. Bu acı ölümden sonra eşi Ted, komşunun şair karısıyla evlenir, bu kadın iki çocuğa annelik ederse de aynı şekilde intihar eder. Geriye 6 şiir, biri günlükler olmak üzere ikisi roman 10 düzyazı kitabı bıraktı. Yazdıklarının bazıları ölümünden sonra yayımlanan Plath’ın yaşamı ünlü oyuncular tarafından sinema filmi yapıldı.

Türkçeye çevrilen kitaplarından bazıları; Arıel, Johnny Panik ve Rüyaların Kutsal Kitabı, Sırça Fanus, Üç Kadın, Suyu Geçiş, Günlükler.