4 Eylül 1919 günün Kurtuluş Savaşı tarihinde önemli bir yeri vardır. Çünkü bu tarih; ulusun vatanın geleceğinin tartışılıp, sonuna kadar savaş ve tam bağımsızlığın karara bağlandığı Sivas Kongresi'nin başlangıç günüdür. 11 Eylül gününe kadar süren bu kongrede bütün engelleme ve propagandalara karşın emperyalizme karşı sonuna kadar savaş ve bağımsızlık kararı alınmıştır.
Erzurum Kongresi ve Amasya genelgesinden sonra Mustafa Kemal, vatanın o günkü sınırları içinde bulunan bütün illere telgraflar çekerek Sivas Kongresi'nin yapılacağını ve her ilden güvenilir üç üyenin seçilip Sivas'a gönderilmesini duyurmuştur. Konyalı milliyetçilerin başındaki Sivaslı Ali Kemal Hoca'ya da Mustafa Kemal'in bu telgrafı gelmiştir. Ama Konya milliyetçilerinin Sivas'a temsilci gönderip göndermedikleri belli değildir. Çünkü o günlerde Ermenilere yakınlığından dolayı Artin Cemal denilen Konya Valisi Cemal Bey, Konyalı milliyetçilere korkunç baskılar uygulamaktadır. Bu yüzden Konya'dan Sivas'a temsilci gitmemesi oldukça normal sayılır. Yazılı kaynaklarda açık bir kayıt olmamasına karşın araştırmalarıma göre; Sivas Kongresi'ne Konya'dan iki kişi gizli olarak gönderilmiş.
Sivas Kongresi sırasında çok tartışılan mandacılık yerine tam bağımsızlık için savaş ilkesi kabul edilmiştir. Kongre üyelerinin oy çokluğuyla alınan bu ilk kararından sonra önemli kararlar alınıp vatanın her yanına duyurulmuştur.
Sivas Kongresi'nde alınan önemli kararlar şöyledir:
"Milli sınırları içinde bulunan vatan bütündür, birbirinden ayrılamaz. Ulusal kurtuluşu yetkili ve milli iradeyi egemen kılmak esastır. Osmanlı ülkesine yapılacak her müdahale ve işgale karşı konulacak; Rumluk ve Ermenilik birleşmelerine kesinlikle karşı durulacaktır. Mondros antlaşması imzalandığında sınırlarımız içinde bulunan yerlerde yaşayan Müslümanlara saygı gösterilmesi ve bunlara ait girişimlerin geçersiz kılınması sağlanacaktır. Azınlıklara ayrıcalık tanınmayacak ve her türlü can ve mal güvenlikleri sağlanacaktır. İstanbul hükümeti baskı sonucu topraklarının bir kısmını bırakmak zorunda kalırsa bütün önlemler ve kararlar alınabilecektir. Topraklarımızı işgal etme amacı olmayan devletlerin yardımları kabul edilebilir. Milli iradeyi temsil etmek için hemen millet meclisi toplanmalıdır. Anadolu ve Rumeli milli cemiyetleri tek isim altında toplanacak ve her Müslüman yurttaş bu cemiyetin doğal üyesi kabul edilecektir."
Sivas Kongresi'nde alınan bu kararlar bütün illerle birlikte İstanbul hükümetine de duyurulmuştur. Ancak hükümetin başbakanı Ferit Paşa padişah Vahdettin'e bunu duyurmayıp bir süre gizlemiştir. Daha sonra Padişah Vahdettin'in bu durumdan haberi olunca Ferit Paşa'yı başbakanlıktan alarak hükümeti de feshetmiştir.
Sivas Kongresi milli iradenin emperyalizme karşı verdiği bir hukuk savaşı olmasının yanında padişah yönetimine de bir ayaklanmadır.