ŞİRK İSLAMCILIĞI

Mehmet Gündoğdu

Bu gün konumuz yine İslam dini üzerine oynanan oyunlar, uydurma rivayet ve hadisler, Müslümanların nasıl kandırıldıkları.

Peygambere saygıda çok aşırı kaçıp peygamberi cismen putlaştıranlar, bilerek bilmeyerek kendilerine ikinci ya da yedek bir tanrı edinenler İslam dinini öyle kalıplara döktüler ki İslam'ın özü kayboldu. Bugüne kadar süregelen cahil İslam anlayışı; ne Kuran'a uyar, ne akıl ve mantığa. Cahil Müslümanlar bundan çok zarar gördüler, az buçuk dindar olanlar da bunlardan etkilenip bir yığın safsatayı din sandılar. Halen dilden dile dolaşan uydurma hadisler, söylentiler, hurafeler, yanlış bilgilendirmeler sürüp gidiyor. Bunları ortaya çıkaranlara, bunları dile getirenlere de iyi gözle bakılmıyor. Oysa televizyonlarda, gazetelerde, kitaplarda, dergilerde İslam dinini anlattıklarını sananların çoğu da ya Kuran İslam'ını bilmiyorlar, ya gerçek İslam'ı anlatamıyorlar, uydurma İslam'a inananlara karşı dik duramıyorlar. Ne yazık!

Eskiden birtakım uydurma dualar, uydurma mucize yazılı kâğıtlar çoğaltılıp kapı altlarından atılırdı. Bunlara inanmayanın kâfir olacağı, zarar göreceği bildirilir, bu uydurmaları okuyan herkesin bu uydurmaları çoğaltıp dağıtmasını, aksi halde başlarına çok büyük felâketlerin geleceği yazılarak halk kandırılırdı. Şimdilerde ise küçük kartlarda, kolyelerde, yüzüklerde nalını şerif, mührü şerif, nalı şerif gibi bir şeyler üretilip halk kandırılıyor.

İslam dünyasının en ünlü hadis derleyicilerinden birisi olan Tirmizi, peygamberden iki yüz yıl sonra yaşayıp; hadis derliyorum diye bir yığın sözü peygambere mal etmiş birisidir. Ünlü hadisçi Buhari peygamberden iki yüz yıl sonra yaşamış ve derlediği söylenilen hadislerin sayısı üç yüz bini geçmiştir. Yine ünlü hadisçilerden Müslim, peygamberden yüz yıl sonra yaşayıp hadis derlemiştir. Müslim; peygamberin yakınlarıyla Emeviler'i birbirlerine karşı kışkırtarak karışıklık çıkarmış, birtakım ayaklanmalara liderlik etmiştir. En çok kabul gören hadisçilerden ilk üçü bunlar. Peygamberin ölümünden yüz- iki yüz yıl sonra hadis derledik diye ortaya çıkıp kitap yazanlar, sayısı üç yüz bine ulaşan uydurma hadis üretenler bunlardır. Açın bakın bu hadislerin kaçı Kuran'a uygundur? Hiç kimse çıkıp bu hadisçilerin gerçek yaşamlarını sorgulayamıyor. Hiç kimse uydurma hadislerin İslam dışı olduğunu söyleyip yazamıyor. Söyleyip yazanlara da inanılmıyor.

İşte Müslüman halka dağıtılan, dilenciler aracılığıyla satılan, bazı işyerlerinde hediye olarak verilen kart ve yüzük ve benzeri şeylerde nalını şerif- mührü şerif ve faziletleri aynen şöyle yazılmış. "Mührü Şerif ve fazileti! Tirmizi hazretleri rivayet eder ki, bu mührü şerifin faydalarından biri: Her kim aptesli sabahtan mührü şerife baksa akşama kadar, yola çıkarken baksa gittiği yerden dönünceye kadar, kendisine geçen zamandan hayırlı ve mübarek olur ve mührü şerife baktığı sene içerisinde ölürse iman ile ahrete göçmüş olur. Nalını Şerif ve Fazileti! Kim bunu yanında bulundurursa Allah'ın izniyle kötülüklerden emin olur. Zor doğum yapan kadın üzerinde bulundurursa, Allah'ın izniyle kolay olur. Evinde ise yanmaktan hırsızlıktan korunur. İnsanlar arasında hatırı sayılır. Gemide ise boğulmaktan emin olur. Hasta ise şifa bulur. Geçim darlığı çekiyorsa Allah ona rızık kapısı açar." İşte size bir Tirmizi rivayeti. Bunlara inanan saf Müslümanlara yazıklar olsun. Bunları halka dağıtanlara da bunları halka anlatmayan din adamlarına da yazıklar olsun.

Enam suresi, ayet 116 "İnsanların çoğuna uyan sapıtır" diyor. Yusuf suresi, ayet 106'ya bakınız; "Onların çoğu şirke bulaşmadan Allah'a iman etmezler"