RIFAT BÖREKÇİ HOCAYI ANARKEN

Mehmet Gündoğdu

76 yıl önce bu geçici dünyadan ayrılan Rıfat Börekçi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Diyanet İşleri Başkanıdır. Kurtuluş Savaşı’na verdiği her türlü desteklerden dolayı; Rıfat Börekçi hocaya taş atmayan nankör vicdansız kalmamış. Bu değerli hocayı mason ilan edenler olduğu gibi; İngiliz yanlısı, Mustafa Kemal’in sözünden çıkamayan silik kişilikli, eli kolu bağlı bir din adamı olarak yazan “seccade Müslüman’ı yazarlar da varmış meğer. Bilgi sunar sitelerinde Rıfat Börekçi hakkında yazılanları araştırırken okumak zorunda kaldığım yalan ve iftira dolu yazılar içimi dışıma çıkarttı. Bu yalanları yazanların, yalan kaynak gösterenlerin nasıl bir “Müslüman” olduklarına şaşırıp kaldım. Şu yaşıma geldim böyle nankörlüğü, böyle yalan ve iftiraları ne gördüm, ne duydum. Mehmet Akif’e, Namık Kemal’e, Tevfik Fikret’e ve dahası Ahmet Hamdi Akseki, Eşsiz Kuran tefsirleri yazan Mehmet Vehbi Çelik, Hamdi Yazır gibi din bilgelerine çamur atanlar çok olmuştur. Cübbesini makamında bırakıp papyon taktığı ve frak giydiği için Rıfat Börekçi hoca’yı eleştirenlere gülelim mi, ağlayalım mı?

Niyetleri belli. Yalanla iftirayla kafa bulandırmak. Vatana hainlik yaparak Kurtuluş Savaşı’nı engellemek için ayaklanmalar çıkaranlar, İngiliz Muhipleri, Kürt Teali, İslam Teali Cemiyetleri içinde papazlarla, İngilizlerle iş birliği yapanlar baş tacı edilirken; vatanseverler, gerçek din bilgelerin “tu kaka” edilmesi boşuna değil. Çünkü Mustafa Sabri, Dürrizâde Abdullah, Sait Molla, Şeyh Sait, Bozkırlı Zeynel Abidin, İskilipli Atıf, Papaz Frew gibi niceleri cadı kazanları kaynatarak ekmek yedikleri çanakları bo..larken; Rıfat Hoca, biriktirdiği kefen parasını milli ordu karargâhına bağışlayabilen yüksek kişilikli bir din adamı bir vatanseverdir. İçecek kahvesi, yiyecek ekmeği, bir topak şekeri olmayan milli ordu karargâhı bu yardımla nefes alabilmiştir. Allah bir hakkı için söyleyin; böyle kişilikli, aydın, vatansever din adamları, kendisini din adamı sanan bozguncuların karşılarında dimdik duramasalardı; ortada ne devlet, ne din iman, ne bir karış Türk toprağı kalırdı. Tarih bilenler bilmeyenlere üşenmeden, gocunmadan anlatsınlar. Mustafa Kemal ve Rıfat Börekçi hoca için idam fetvasını kimler vermişti? Bütün bu din adamı geçinen bozguncuların Kurtuluş Savaşı’na, milli mücadeleye karşı verilen fetvaları kimler kimlerin zoruyla imzaladılar? Oysa Rıfat Hoca, gerçek din adamı olan birçok müftülerin imzasıyla duyurduğu fetvasında “Halifelik makamı tutsak edilmiştir. Baskı altında verilen fetvanın dinen hükmü olmaz. Vatanın ve ulusun tek kurtuluş çaresi silahlı mücadeledir. Bu mücadeleye katılmak her Müslüman için farzdır. Bu mücadelede ölen şehit, kalan gazidir.” Fetvasını vermiştir. Allah’a inanan, Allah’tan korkan herkes kendisini şeyh, hoca ilan edenlerle Rıfat Hoca başta olmak üzere cumhuriyetimizin manevi mimarlarını karşılaştırsın.

1860 Ankara doğumlu olan Rıfat Hoca 5 Mart 1941 günü 81 yaşında ecelE yenik düştü. Yüksek öğretim görerek medreselerde öğrenci yetiştirdi, müftülük yaptı, birinci meclis içinde milletvekili olarak bulundu, saltanat ve halifeliğin kaldırılması için hazırlanan fetvaya imza atan din adamlarından oldu

Başta aydın, vatansever hocalarımız ve şehitlerimiz olmak üzere bu vatan, bu ulus için karınca kararınca da olsa bir katkısı olan herkesin ebedi mekânı cennet olsun. Bu gün bu cennet vatan üstünde yaşayabiliyorsak, her dinden herkes ibadetlerini gönül rahatlığı ile ve serbestçe, kavga dövüş olamadan karşılıklı saygı içinde yapabiliyorsa onların sayesindedir.