NASRETTİN HOCA ANILIRKEN

Mehmet Gündoğdu

Akşehir’de Nasrettin Hoca’yı Anma ve gülmece günleri başladı. 6 gün sürecek olan anma etkinliklerinde Nasrettin Hoca’yı Engin Münip Noyan temsil edecek.

Tellalar davullarıyla çağrı yaparak halkı Nasrettin Hoca’yı anma etkinliklerine davet ettiler. 54 yıldır olduğu gibi Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası canlandırıldı; göle maya çalınıp “Ya tutarsa” denildi.

Nasrettin Hoca yalnızca Konya’nın, Akşehir’in, Türkiye’nin değil; yeryüzünün sayılı halk bilgelerinden birisidir. Yeryüzünün hemen her yerinde Nasrettin Hoca benzeri halk bilgeleri vardır. Hata yeryüzünün insanlara ders verici kimi fıkraları Nasrettin Hoca’dan etkilenmiş ve yeryüzünün birçok yerine yayılmıştır. Nasrettin Hoca fıkralarının pek çoğu da dış ülkelerden etkileşim yoluyla Nasrettin Hoca’ya mal edilmiştir. Bunun yanında ülkemizde bilinen ve her gün bir yenisi eklenen uydurma Nasrettin Hoca fıkraları da çoktur. Prof. Dr. Saim Sakaoğlu geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda bir halkbilimci ve halk edebiyatı uzmanı olarak bu gerçeği bir kez daha söylemiş oldu.

Nasrettin Hoca kimdir sorusunun yanıtını “halk bilgesi, halkın gülmece ustası” olarak yanıtlayacağınızı biliyorum. Ancak Nasrettin Hoca ile ilgili farklı görüşler vardır.

Bazılarına göre; Nasrettin Hoca’nın gerçekten yaşamış olup olmadığı kuşkudur. Çünkü Yunanistan, eski Yugoslavya, Romanya gibi ülkelerde de her ülkenin kendine mal ettiği halk bilgeleri vardır ve bu ülkelerde bunların hepsi hemen- hemen Nasrettin Hoca olarak bilinirler.

Prof. Dr. Mikail Bayram ise değişik bir görüş ortaya atmıştır. Bu görüş pek tutulmadı, ama sevgili   Mikail hoca’nın da boş konuşacağını sanmıyorum. Çünkü kendisi Türkiye’nin en iyi tarih araştırmacılarından birisidir. Bu görüşe göre; Nasrettin Hoca ile Ahi Evren aynı kişidir. Nasrettin Hoca’nın Akşehir’deki mezarı hayali bir makam mezarıdır. Ahi Evren’in Kırşehir’deki mezarı da böyledir. Bu görüşün dayanağı olarak birçok yazılı kaynak gösteriyor.

Kabul gören ve bilinen görüş; Nasrettin Hoca Hortu’da doğup Akşehir’de ölmüştür. Kendisinin iyi bir eğitim aldığı, gülmece ustası olduğu, bir ara Gölge kadılığı yaptığı yönündedir. Gölge kadılığı; genel yasalarda var olmayan, çetrefilli suç ve ceza konularında bu çetrefilli davalarda karar veren temsili bir makamdır. İşte Nasrettin Hoca’nın asıl fıkraları bu Gölge Kadılığı sırasındaki ilginç, gülünç davalara bakması sırasında ortaya çıkmıştır.

Bana göre; Nasrettin Hoca’nın iki önemli özelliği vardır. Birincisi yaşadığı toplumdan farklı bir kişilik sahibidir. Halka anlattığı gerçekleri halk anlamaz, şaka sanıp gülüp geçilir. Evet, Nasrettin Hoca baştanbaşa gülmecedir, şakadır; ama ağzından her çıkan söz de bir gerçeği yansıtır. Örneğin; Nasrettin Hoca “Burası dünyanın tam ortasıdır” dediğinde halk güler geçer, ama Nasrettin Hoca gerçeği söylemiştir. İkinci özelliği ise; Nasrettin Hoca ömrü boyunca halkla dalgasını geçmiştir. Halkın kaypak ve güvenilmez olduğunu bildiği için hem dalgasını geçmiş hem de gülmece yoluyla farklı biri olduğunu göstererek toplum düzenini protesto etmiştir. Eşeğe ters binmesinin asıl nedeni hem dalga geçmek, hem siz beni anlayamazsınız çünkü sizden farklıyım demek hem de halka güvensizliğini anlatmaktır. Timur’un filleri fıkrası halka güvenmeme konusundaki en somut fıkradır. Genellikle halk konuşur, eleştirir, acınır ama iş eyleme gelince herkes bir yana dağılıverir.

Nasrettin Hoca’yı iyi anlamalıyız, fıkralarından dersler almalıyız. Nasrettin Hoca, gülmece üreten bir şaklaban değildir. O, bir halk bilgesidir, hem güldürür hem düşündürür.