Konya merkezinin 55 Km. güneyinde ilkçağ kentlerinden biri olan Lystra antik kentinin bir kısmının bulunduğu tarihi bir köydür. İncil’de adı geçen yerlerdendir. Hatunsaray bucak merkezine bağlı olup, Meram ilçesi sınırları içindedir. Yeni ismi Güneydere.
Hatunsaray’a girmeden batıya dönen yol ile, Zoldra Höyüğü’ün ilerisinden güneye doğru (sola) ayrılan yol ile ulaşılır. Hatunsaray, İlyas Baba Tekke, Evliya Tekke, Gökyurt, Sarıkız gibi köylerle geniş sınırları vardır.
Botsa isminin nereden geldiğini ve ne anlama geldiği konusu tartışmalıdır. Şişe anlamına geldiğini söyleyenler var. Bilge Umar’a göre; Botsa’nın Datça yarımadasının uç bölümünün ismi olan Betçe ismiyle benzeşebileceğidir. Ancak Luwi Dili’ndeki stra-tsa ekinin suyla ilgili olduğunu da vurgulamaktadır. Losta: Parlak akarsu anlamındadır. Birçok İlkçağ tarihçisine göre; Botsa ismi yerel bir halkın dilinden gelmektedir ve bu ismi etnik kökene bağlamak gerekir. Hititler dönemindeki adı Bussa’dır. Halk arasında Bossa olarak söylenmektedir. İki SS harfinin yan yana gelmesinden dolayı bu ismin Luwi dilinden geldiği sanısını çoğaltmaktadır.
LYSTRA (ZOLDRA) HÖYÜĞÜ
Hatunsaray girişindeki Akköprü önündeki dört yol kavşağından batıya dönen yolun solunda bulunan höyüktür. Höyük üzerinde birçok uygarlık katmanı bulunup, Selçuk Üniversitesi hocaları ve Arkeolog Osman Ermişler tarafından kısmen incelenmiştir.
İbrahim Hakkı Konyalı Aksaray Tarihi-1 isimli kitabında dünyanın ilk kilisesinin bu höyüğün altında olduğunu yazmıştır. Osman Ermişler höyüğün batı kesiminde bu kilisenin duvar izlerini bulmuş ve bir planını çıkarmıştır. Höyük üzerinde bina kalıntılarıyla, antik sütun parçaları, başlıkları ve diğer bina molozları vardır.
Höyük sit alanı ilan edilmesine karşın ödenek yokluğundan resmi arkeolojik kazı yapılamamıştır. Höyük üzerinde bulunan taş yazıt Konya Arkeoloji Müzesi avlusundadır. Höyük çevresindeki arazilere halen Zoldra denilmektedir.
KALE
Köyün kuzeybatı kesiminde 90 derece dik kayalarla çevrilmiş, büyükçe bir tepenin üstünde doğal görünümlü bir küçük kale vardır. Kuzey tarafında mazgal delikli mağaralar vardır. Kale içinde Roma mezarları, erzak kuyuları, basit su sarnıçları bulunmaktadır. Burası karakol görevi yapan küçük bir kaledir. Kalenin surları defineciler tarafından darmadağın edilmiş yalnızca temel izleri kalmıştır. Kaçak yapılan kazılarda zaman-zaman Roma koloni bakır sikkeleri bulunmaktadır.
İKİZ ŞAPELLER
Şapel: Küçük kilise demektir. Kalenin alt ve güney kesiminde, köyün içinde yan yana iki şapel bulunmaktadır. Bunlardan biri, kısmen kayaya oyulmuş olup halen depo ve ağıl olarak kullanılıyor. Hellenistik dönemden kalma bu kutsal mekânlar sonradan Hıristiyanlar tarafından şapel olarak düzenlenmişlerdir. Kurban kesme yerleri, adak halkaları, süslü Malta Haçı kabartması vardır.
Birinin üstü ağaç örtüyle örtülü olup, düzgün bir kapısı vardır. Kısmen kayaya oyulmuştur. İçinde kurban kesme yeri, mezar yeri ve süslü bir haç kabartması vardır. Diğeri ise tamamen kayaya oyulmuştur. İçinde kurban kesme yerleri, mezar yeri ve süslü malta haçı kabartması vardır.
Her iki küçük kilise de çok süslü olup, her ikisinde de sökülmüş ikona izleri görülmektedir.
BAYRAM İNİ
Köyün batı kesiminde; üzerinde yazılar bulunan, köylülerin Bayram İni dedikleri kayaya oyulup, manastır olarak kullanılmış inler bulunuyor. Bayram ini ayrı, ayrı iki kısımdır. Her iki kısmın önü de 90 derece dik olup, tıraşlanmıştır. Sağ taraftaki inin düzgün kapısı üzerinde süslü bir yaprak haç vardır. Kapı kenarları kırmızıya boyanmışlarsa da boyaların yalnızca izleri kalmıştır. Bu inin içi büyükçe bir gömüt odasıdır. Mum ya da kandil yakma yerleri vardır. Kapısı üzerine kazınmış karışık şekiller dikkat çekicidir. İkinci kısım olan inin doğu yönünde daire içine kazınmış bir Malta haçı vardır. Aynı yerde henüz okunabilen yazılar bulunuyor. Bu kitabeler 1995 yılında Prof. Dr. Thomas Drew-Bear tarafından yerinde görülerek okunmuştur. Bu yazıların Türkçe karşılıkları şöyledir: “Ey Tanrı, senin kölen Theofilos’u unutma! Rahip Theofilos’un manastırı. Ey Tanrı, bütün arkadaşlarımın günahlarını affet. Keşiş Rahip Theofilos’un odası.”
İnin güney yüzünde kayaya oyulmuş, bir sıra oyuktan anlaşıldığına göre; üstü ağaç örtülü bir bina varmış. Bunun yanı boştur ve içerisinde kitabe vardır. İnin içindeki bir geçitten üst kata çıkılır. Üst katta bir mezar odası bulunmaktadır. Yuvarlak pencerenin sağ yanında daire içinde boya ile çizilmiş bir yaprak haç, yanlarda ise kandil koyma yerleri, adak halkaları bulunmaktadır. Görebildiğim kadarıyla Bayram İni hem kilise, hem keşişlere gömüt olarak kullanılmış.
GÖMÜT ALANLARI
Köyün batı kesimi nekropol (mezarlık, gömüt alanı) olarak kullanılmıştır. Daha sık görülen gömütler bu bölgede yoğunlaşmıştır. Küçük kayacıkların bir yüzleri tıraşlanarak önlerine ölüler gömülmüştür. Ayrıca köyün üst yanındaki kayalık kesimde yer alan bazı mağaraların içlerinde ve yanlarında da Roma dönemine ait gömüt yerleri vardır. Definecilerin kaçak kazılarından arta kalan çanak, çömlek parçaları bu mezar yerlerinin Roma dönemine ait olduklarını göstermektedir. Kale üstünde, kalenin kuzeyindeki mazgallı inlerde, Raflı mağara önünde, Pir Ahmet ininde yine Roma ve Erken Bizans dönemine ait mezar yerleri vardır.
RAFLI MAĞARA
Köylülerin Bakkal İni, Ot İni dedikleri 9 metrekarelik kare şeklinde oyulmuş bir in vardır. İnin iç çeperlerine düzgün bir şekilde sıralı raflar oyulmuştur. Bu oyuklardan dolayı, köylüler buranın bir satış yeri veya şifalı otların konulduğu bir yer olarak düşünmektedirler. Aslında Helenistik dönemde ölü küllerinin konulduğu yerlerdir.
Kapısı doğuya bakmakta olup, kapı üzerinde ışıklıklar vardır. Tamamen kayaya oyulmuştur. Yaklaşık olarak eni boyu üçer metredir.
YAZILI SARI KAYA
Köyün batı kesiminde yüzeyi tıraşlanmış büyük bir sarı renkli kaya kütlesi vardır. Üzerinde uzun yazılar ve değişik haçlar bulunan bu sarı kayanın yazıları henüz okunmamış olduğundan gizemliliğini korumaktadır. Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık’ta kutsal kabul edilen Mührü Süleyman şekilleri açık olarak fark edilmektedir.
DİĞER YERLER
Evliya Tekke köy yolunda Sıra İnler denilen bazı inler vardır. Köyün epey uzağında ise; Büyük ve küçük Katerin İnleri bulunmaktadır. Halen köylülerin mezarlık olarak kullandıkları geniş tepecik bir höyüktür ve Lystra kentinin bir parçası da bu höyüğün altındadır. Köyün kuzeyinde çok geçişi olan mağaralar vardır. Ayrıca Pir Ahmet İni denilen iki katlı bir kaya kilisesi dikkat çekicidir. Bir sonraki yazı bu kilise hakkında olacaktır.